Skolyoz Terapisi Nedir?

Skolyoz Terapisi Nedir?

Skolyoz Terapisi Nedir?

Skolyoz omurgaya arkadan bakıldığında normalde düz bir hatta yerleşmesi gereken omurganın sağa veya sola doğru 10 derece üzerindeki eğriliği olarak tanımlanır. Skolyoz sadece tek boyutlu bir açısal deformasyon olmayıp vücudu önden ve yandan yani üç boyutta etkileyen bir kemiksel ve yapısal bozulmadır. Omurganın sağa ve sola eğrilmesi ile kendi etrafında dönmesiyle gelişir. Kişilerin yaşamını önemli ölçüde etkileyen bu rahatsızlık, omurganın yana doğru 10 derecenin üzerinde eğilmesi ile meydana gelir. Omurga dışında kalça, göğüs kafesi ve kürek kemiklerinde kaymalar oluşup duruş ve görüntü bozukluğu ortaya çıkar. Dış görünüm S ve C harfine benzetilir. Bel ve sırt ağrılarının eşlik ettiği bu rahatsızlık, eğriliğin derecesi arttıkça farklı sorunlara yol açar.

Skolyoz hastalarının %80 inde eğriliğin sebebi günümüzde kesin olarak bilinmemektedir. Skolyoza neden olabilen anatomik sorunlara baktığımızda;

• Doğumsal anomaliler,

• Kas ve sinir hastalıkları (Kas hastalığı, serebral palsi, sirigomiyeli, çocuk felci),

• Travma,

• Omurgayı etkileyen enfeksiyonlar,

• Omurgada oluşan tümörler,

• Bacak boy eşitsizlikleri,

• Omurgadaki yapısal elementlerin işleyişi

• Nöromusküler yapıların çalışma şekli

• Posterior kolon disfonksiyonu gibi bazı hastalıkların varlığı

• Hormonal unsurlar

• Biyomekanik faktörler

• Cinsiyet, gelişim özellikleri, genetik yatkınlık gibi doğumsal özellikler

• D vitamini eksikliği

• Sağlıksız beslenme alışkanlıkları

• Sosyoekonomik durum

• Omurgaya asimetrik yüklenmeyi gerektiren işlerden çalışılması

• Duruş bozuklukları bilinen skolyoz sebepleridir.

Ergenlik çağındaki çocuklarda sık görülür kızlardaki oran erkeklere göre yaklaşık 8 kat daha fazladır. Sık görülme yaşı 9 – 14 yaş arasıdır. 

Skolyoz belirtileri nelerdir?

• Bir omuzun öne doğru, daha yüksekte ve ileride olması,

• Omuz ve kalçaların aynı hizada durmaması,

• Arkadan bakıldığında, kürek kemiklerinden birinin, daha belirgin ve çıkıntılı olması,

• Bir bacağın diğerinden daha uzunmuş gibi görünmesi,

• Gövde ve göğüs kafesinin bir yana kaymış gibi gözükmesi,

• Kişi öne doğru eğildiğinde gövdenin bir tarafındaki kaburgaların, diğer tarafa göre daha yüksekte kalması,

• Kişinin belinde veya sırtında asimetri olması.

Skolyoz Türleri Nelerdir?

Skolyoz oluşumları sebeplerine bağlı olmak kaydıyla dört temel sınıfa ayrılır. Bunları; idiopatik skolyoz, nöromusküler skolyoz, konjenital skolyoz ve dejeneratif skolyoz olarak sıralayabiliriz.

İdiopatik Skolyoz: En çok görülen skolyoz tiplerinden biri olarak kabul görür. Aynı zamanda nedeni tam anlamıyla tespit edilemeyen türdür. Omurların kendi etrafında dönme durumu da idiopatik skolyozda görülmektedir. Bu nedenle sırt ya da bel bölgelerinde çıkıntılar gözlemlenir. Bu çıkıntılar genelde asimetrik biçimindedir. Ergenlik zamanlarında, kızlarda çok sık görülmektedir.

Nöromusküler Skolyoz: İdiopatik skolyozdan sonra en çok görülen türdür. Sebepleri içinde kas ya da sinirsel hastalıklar yer almaktadır. Nedenleri büyük olasılıkla omurilik ya da beyin kaynaklıdır. Duyu kusurları bu dönemde çok daha sık bir biçimde gerçekleşir. Tedavi aşamasında bazı özel nedenlerden dolayı korse kullanımı tercih edilmeyebilir. Bu özel nedenler arasında epileptik nöbetleri gösterebiliriz. Bu tip skolyozda cerrahi işlemler görece daha erken yaşlarda gerçekleşebilir.

Konjenital Skolyoz: doğumsal skolyoz, anne karnında bulunan bebeğin gelişimi esnasında ortaya çıkabilmektedir. Özellikle de omurga anomalilerinden kaynaklı olabilmektedir. İlk senelerde genel anlamda rahatsızlık hızlı bir ilerleme gösterebilir. Bu sebeple de erken yaşlarda tespit edildiğinde bile cerrahi operasyona başvurulabilir. Bu süreçte cerrahi operasyon kararı verilirken cinsiyet ayrımı söz konusu olmaz. Konjenital skolyozun oluşum nedenleri tam anlamıyla açıklanamaz. Embriyo gelişim süreçlerinde ortaya çıkan bazı olaylardan kaynaklı olduğu bilinmektedir.

Her üç türü de çocuklar için ve yetişkinler için ayrı ayrı değerlendirmek doğru olacaktır. Tedavi planlamasında skolyoz tipinizin saptanması, hayati derecede bir rol oynar.

Skolyoz Nasıl Tedavi Edilir?

Omurga eğriliğinin ilerleme riski, tedavi yöntemi üzerinde belirleyici rol oynar.

Kabul gören tedavi yöntemleri içerisinde mutlaka fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları ile birlikte;

Gözlem ve izlem; 4-6 ay aralıklarla yapılan omurga Eğriliğinin kontrolünü içerir ve ilk tedavi seçeneğidir. 20 dereceden küçük eğriliklerde, iskelet gelişimi tamamlanmaya yakın hastalar için sadece izlem ve belli aralıklarla kontroller yeterli olacaktır. Bu izlem esnasında hasta gündelik yaşantısına egzersizi sokmalı ve genel vücut kondisyonunu arttırmalıdır.

Korse tedavisi; amaç eğimin engellenmesidir. Eğrilik derecesi 20-40 derece arasında olan büyümenin devam ettiği kişilerde etkin bir tedavi yöntemidir. Ancak çok küçük çocuklarda korse uygulaması mümkün olamayacağı için genel düzeltme ve gövde alçıları kullanılmaktadır. Korsenin etki edebilmesi için kişinin günde 22-23 saat gibi uzun sürelerde bu tedaviyi uygulaması gerekir. Konjenital ve idiopatik skolyoz arasındaki en büyük, fark korse tedavisinin konjental skolyozlarda etkili olmamasıdır.

Cerrahi; skolyoz hastalarında eğim 40-45 derece üstündeyse ve özellikle çocuklarda büyüme devam ediyorsa cerrahi tedavi kaçınılmaz olacaktır. Düzeltme ve füzyon (sabitleme) operasyonları uygulanır. Sırta ve bele vida, çubuk gibi implantlar yerleştirilir.

Üç Boyutlu Schroth Tedavisi: Schroth terapisi üzerinde en çok çalışma yapılan skolyoz tedavi yöntemidir. Almanya’da 1921’de Katharina Schroth tarafından geliştirilen Schroth yöntemi etkili bir skolyoz tedavi yöntemidir. Schroth tedavisinde üç boyutlu yaklaşım esas alınır. Amaç postürü düzeltmek ve günlük aktivitelerde doğru postürü korumayı öğretmektir

Schroth yöntemi skolyozda oluşan deformiteleri mobilizasyon, düzeltici egzersizler, nefes alma teknikleri ve doğru pozisyonlamalarla gidermeyi amaçlar.

Schroth programları skolyozun konservatif tedavisinde birincil uygulamadır. Hastalar 4–6 hafta boyunca günde 4 saatlik yoğun bir egzersiz programına katılır. Grup egzersizleri olarak planlandığında eğrilik yönü, derecesi ve yaşı benzer olanlar aynı grupta çalıştırılır. Gerektiğinde bireysel programlar da düzenlenir. Egzersizlerin temelinde solunum egzersizleri ve proprioseptif uyarılar ile doğru postürü öğrenmek ve korumak, farklı denge ve hareket egzersizleri ile eğrilik tarafını düzeltmek ve yeniden denge ve normal hareketi sağlamak vardır.

Uygulanan fizik tedavi aktif bir şekilde omurga eğriliğine etki ederek, omurganın konumu düzelir ve sabitlenir. Fizyoterapist eşliğinde yapılan seanslar yanında ev programı da verilir. Tedavilere yardımcı olarak osteopatik yaklaşım, germe, masaj ve yüzme de ilave edilir.

Egzersizlerin ara verilmeden ve aksatmadan yapılması önemlidir. Yapılan egzersizlerin yoğunluğu, seans sayısı eğriliğin derecesine, kişinin yaşına ve sağlık durumuna göre değişir. 

Yorumlar

YORUM YAPMAK İÇİN GİRİŞ YAPIN