Primal Terapi Nedir?

Primal Terapi Nedir?

Primal Terapi Nedir?

Çığlık terapisi veya primal terapisi Psikoterapist Dr. Arthur Janov tarafından kurulan, kişilerin yaşadığı stresi ve mutsuzluğu azaltmaya yardımcı olabileceği fikrinden oluşmaktadır. Terapi kısaca kişinin biriktirdiği stresi serbest bırakmaya ve bunun üzerinde çalışmak olarak açıklanabilir.

Primal Terapi, kişilerde var olan psikolojik sorunu çözmek için çocukluk çağında yaşamış olduğu travmasını yeniden yaşatarak iyileştirmeye odaklanan travmaya dayalı terapi şeklidir. Primal tedavinin arka planında nevroz ve zihinsel sağlık gibi olumsuz belirtilerinin nedenini çözülmemiş erken çocuklukta yaşanmış olan travmalardan kaynakladığını düşünmektedir. Primal terapinin uygulayıcıları, terapi sürecinde zihinsel durumlarda danışanlarına boş sandalye tekniğini uygulamaktadır. Rehberlik ettikleri süre boyunca, boş sandalye tekniği ile travmanın neden kaynakladığını herhangi bir kişi veya varlıkları temsil eden boş bir sandalye ile öfke gibi diğer ifade edilmemiş duyguları açıklamaya anlamaya dayanır.

Primal terapinin ilk amacı, danışanın önce bastırılmış duygularından kurtulmayı ve bu duyguları ifade etmesini sağlamaktır. Bu durumu ortaya çıkartırken kişi ve terapisti arasında konuşma sırasında, ağlıyorken veya çığlık atarken kendilerini rahat hissetmelerini sağlayacak güvenli ortamda yapılmaktadır.

İlkel terapi, kaygı, depresyon ve öfke gibi psikolojik sorunlar da dahil olmak üzere çok çeşitli sorunları olan insanlara yardım etmek için kullanılır. İlkel terapi, bastırılmış duyguların neden olduğu düşünülen fiziksel semptomları tedavi etmek için de kullanılabilir.

Primal terapi ile tedavi edilen semptomlar arasında ülserler, baş ağrıları, sırt ağrısı, astım, kurdeşen ve hatta kanser bulunur.

Primal terapi, insanların yetişkin yaşamlarında travmatik olayları işlemelerine yardımcı olmak için de kullanılabilir. Bu, önemli yaşam değişiklikleri, boşanma, bir aile üyesinin veya arkadaşının ölümü, iş kaybı veya yakın zamanda meydana gelmiş olabilecek herhangi bir travmatik olayı içerebilir. Bazı insanlar, bu stresli zamanlarda yaşadıkları duygularla başa çıkmalarına yardımcı olmak için ilkel terapi kullanılmaktadır.

Erken Çocukluk Dönemi Travmalarına Şunlar Örnek Verilebilir:

Fiziksel İstismar

Erken çocukluk döneminde fiziksel istismar gören çocuklar, yaşadıkları bu durumlar yetişkinliğe kadar etkileri olmaktadır. Çocukken yaşanılan vurma, tekme, yumruk atma ve her türlü diğer kasıtlı fiziksel zarara uğramaktır.

Cinsel İstismar

Erken çocukluk döneminde fiziksel istismara benzer durumda cinsel istismar uğrayan çocuklar bütün hayatları boyunca olumsuz kalıcı ekiler yaşayabilmektedir. Çocukken yaşadıkları istenmeyen öpüşme veya dokunma diğer cinsel eylemleri içermektedir.

İhmal

Çocuklarda temel günlük hayati ihtiyaçların uygun yiyecek, barınma ve su gibi ihtiyaçları çok az erişime sahip olmak. Başka birinin sorumluluğu altında bakıcının elinde olması da sayılabilmektedir. Erken çocuklukta yaşanan ihmal, bakım eksikliği nedeniyle oluşan olumsuz benlik duygusu gelişmesi çocuklarda travmaya sebep olabilmektedir.

Primer Terapide Kullanılan Teknikler

Her terapide olduğu gibi primer terapide teknikler kullanılmakta; terapist ve danışan arasındaki terapötik sürece mentorluk eden aşamalardır. Bunlar şu şekildeki gibidir:

Gerileme

Gerilme aşamasındaki hedef, kişiyi travmanın deneyimlediği o duygusal ve psikofizyolojik duruma bağlamaktır. Bu duruma gerileme yapmak, tüm yollarıyla yaşanmış duygusal acının ortaya çıkarılması kolaylaştırmak için bastırılmış geçmişe yönlendirilir.

Serbest bırakmak

Serbest bırakmak aşamasında, travmayı yaşadığı anla temas kurduğu için devam eden bastırılmış acısını serbest bırakmak ve açıklamak gerekir.  Bu terapi ağlamayı, çığlık atamayı her duyguyu çekinmeden salıvermeye yüreklendirir.

 Entegrasyon

Terapinin üçüncü aşamasında, yaşanılan travmayı iyileştirmek ve baş etmek için belirleyici bir aşamadır. Geçmişte mantık aramanın geçmişe anlam vermenin, eksik parçaları birleştirmenin ve affetmek için yapılan bir çalışmadır. Kişinin kendi daha sağlıklı şimdi ve geleceği hak ettiğini hissetmesi için kişinin kendini affetmesi gerekir.

 Çözünürlük

 Herhangi bir psikoterapötik egzersizde, bu psiko-duygusal yolculuğun nasıl kapatılacağını bilmek belirleyicidir. Kişi kendini duygusal acıdan özgür hissetmeli ve yeterince güvende, tatmin olmuş ve günlük yaşamla yüzleşebilecek yeterli becerilere sahip olmalıdır.

Yorumlar

YORUM YAPMAK İÇİN GİRİŞ YAPIN