Deneyimsel Oyun Terapisi (DOT) Byron E. Norton ve Carol Crowel Norton tarafından geliştirilmiş, terapist tarafından yönlendirmenin yapılmadığı bir oyun terapisidir. DOT, İlişkisel Oyun Terapisi ile Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin sentezi ve daha da geliştirilmiş şeklidir.
DOT çocukların dünyayı bilişsel olarak değil, deneyimsel olarak algıladığı varsayımı üzerine kuruludur. Çocuklar kuşkuları, soruları ve korkularını bilişsel olarak anlamaktan çok deneyimsel olarak anlarlar ve aktarırlar. Çünkü çocuklar rahatsız edici duygular üzerine etraflıca düşünemezler, bunu yerine o duyguları çeşitli ortamlarda, çeşitli davranışlar ile hareket ederek deneyimlerler.
DOT temelde çocukların dünyayı deneyimleyerek, deneysel bir şekilde algıladığı varsayımı üzerine şekillenmiştir. Çocukların metaforik anlamları kullanmaya başladığı yaş olan 2 yaşından 12 yaşa kadar DOT yaklaşımı ile çalışılabilmektedir.
Deneyimsel Oyun Terapisinin Aşamaları:
Çocukların 5 aşamadan geçerek terapi sürecini tamamladıklarını görmüşlerdir. Bunlar:
Keşif aşaması, ilk birkaç seansı kapsar. Çocuk bu aşamada oyun odasını, oyuncakları keşfetmekle ve nasıl çalıştıklarını, şekillerini, yerlerini incelemekle meşguldür. Bu aşamada çocuklar temkinlidir. Çünkü terapinin nasıl bir şey olduğunu da deneyimlemektedirler.
Korunma için sınama aşamasında, çocuk terapistle bir güven ilişkisi geliştirip geliştiremeyeceğini sınar. Terapistin doğru yaklaşımı ile oyun odasının dışında olmadığı kadar bir özgürlüğe sahip olduğunu fark eder. Terapistin kendisinin dışarı vurduğu duyguların ve düşüncelerin ne kadarını kabul edeceğini test eder. Çocuk bu aşamada, terapistin desteğini görüp görmeyeceğini anlamak için karşıt tutumlar sergileyebilir. Çocuk bu aşamadan geçtiğinde bilir ki, kendisi içindeki acı ile yüzleştiğinde güvenlik, saygı ihtiyacı terapist tarafından karşılanacaktır. Bu aşama sonunda çocuk, hissettiği acıyı terapistle paylaşmaya hazır hale gelir.
Bağımlılık aşamasında çocuk travmatik deneyimini çalışmaya başlar. Bunu fantezi oyunları ile yapar. Terapiste güven geliştirdiği için onu oyuna davet etme konusunda isteklidir. Terapist bu seanslarda çocuğun yerinde olmanın nasıl olduğunu anlar. Çünkü çocuk onu kendi pozisyonuna sokmuş ve dış dünyanın ona davrandığı gibi davranmıştır. Çocuk bu aşamada ona acılarını deneyimleyebileceği bir ortam sunduğu için bağımlıdır.
Terapötik büyüme aşamasında, çocuk, travma personasını bir önceki aşamada sonlandırdığı için deyim yerindeyse bir yas tutar. Biraz donuklaşır ve ilk keşif aşamasında olduğu gibi, odada gezinir. Çocuk bu aşamada yeni edindiği kimliği, benliğini yaşar. Terapist çocuğun bu yeni benlik algısını onaylar. Çocuk bu sürecin sonunda kimlik algısı için artık terapiste bağlı olmaz.
Sonlandırma aşamasında, çocuk artık var olan bir ilişkiyi sonlandırmaya hazırlanır. Çocuğun terapinin ve kurulan terapötik ilişkinin sonlandığı hissedebilmesi için birkaç seans gerekebilir. Bu sürecin sonunda çocuk terapistine “Hoşça kal” diyebilecek hale gelir.
Deneyimsel Oyun Terapisi Şu Durumlarda Kullanılır:
• Travmalar ve İstismar (fiziksel, duygusal, cinsel)
• Bağlanma sorunları / Zorlu Doğum
• Ayrılık Anksiyetesi
• Uyku, yeme ve tuvalet problemleri
• Enürosiz (alt ıslatma) /Enkopresiz (kaka tutma- yapma zorlukları)
• Kaygılar ve Korkular / Fobiler ve Tikler
• Seçici dilsizlik / sessizlik
• Ailevi yaşantıdaki değişiklikler (yakınını kaybetme, ölüm, yas, taşınma vb.)
• Boşanma sonrası adaptasyon sorunları
• Kardeş kıskançlığı / Davranışsal gerileme
• Evlatlık alınma / edinilme durumu
• Okula başlama ve uyum sorunları / Davranışsal problemler
• Saldırganlık / Öfke veya Zorbalık, saldırıya uğra (t)mak
• Düşük öz-benlik saygısı / Sosyal içe kapanıklık
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (aşırı hareketlilik) / Dürtüsellik
• Tıbbi nedeni olmayan bulantılar/baş ağrıları,
• İletişim problemleri / Sınır koyma sorunu,
• Gecikmiş gelişim / Fiziksel yetersizlikler
Deneyimsel Oyun Terapisi Faydaları Nelerdir?
Çocuklar oyun sayesinde gerçek ile hayal arasında bağlantı kurarlar. Oyun oynarken hayal dünyalarını üretken olarak kullanma fırsatı yakalarlar. Oyuncakları kendi hayallerindeki şekle sokarlar ve onları konuştururlar. Oynarken hem eğlenmiş hem de öğrenmiş olurlar. Yetişkinler için psikoterapi neyse çocuklar içinde oyun terapisi odur. Oyun terapisi çocukların kendilerini ifade etmeleri için kullandıkları doğal dilleridir. Çocuklar ifade edemedikleri duygularını, kaygılarını, hayatlarında başa çıkamadıkları problemlerini oyun aracılığı ile ifade ederler.
Deneyimsel oyun terapisi, çocuğun duygudurumlarını gözlemleyerek yavaş yavaş ona çözüm yolunu göstermekle ilgilenir.
Çözüm yolunu gitmeden önce de çocuğa saygı gösteren ve samimi bir ilişkiyi öne çıkaran bir ortam yaratır. Böylece çocuk, rahatsızlık hissi yerine güven, aşağılık duygusu yerine özsaygı geliştirir.
Terapinin öne çıkan faydası da çocuğun psiko-sosyal gelişimine ve iyileşmesine yarar sağlayacak aşamaları uygulamasıdır. Çocuk, doğal ortamında sergilediği tüm davranış ve canlandırmalarla katarsis yaşar. Katarsis anında, ifade etme ve duygusal boşalma yaşandığı için sağlıklı bir ruh hâline geçiş de kolaylaşabiliyor. Yine çocuk ile terapistin sürdürdüğü ilişki de çocuğa fayda sunuyor. Çünkü, terapist empatik dinleme geliştiriyor, çocuğu yargılamıyor ve onun terapide aktif olmasına izin veriyor. Böyle bir ortamda çocuk, özsaygı ve özgüven yeterliliklerini de geliştirme fırsatına sahip oluyor. Sonuç olarak tüm oyun terapi türleri, çocuğu önemseyen ve onun kendilik bilincini geliştirmesine yardımcı bir psikoterapi yöntemi olarak karşımıza çıkıyor.