Anksiyete Kimlerde Daha Sık Görülmektedir?
İstatistiklere göre, anksiyete bozuklukları kadınlarda
erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Aşırı korumacı tavırla büyütülmüş
çocuklarda, çevresinden hep olumsuz tepkiler alan ve sindirilmiş kişiliklerde
anksiyeteye daha sık rastlanılmaktadır. Çocukluk çağında yaşanılan
olumsuzluklar, travmalar ve mutsuzluklar arttıkça anksiyete riski de eş zamanlı
olarak artmaktadır. Bunun yanı sıra ailede ya da akrabalarda anksiyete
görülmesi riski artırır. Çünkü genetik geçiş bu rahatsızlıkta mümkündür.
Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?
Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu: Ortada bir neden
olmadan duyulan aşırı endişe ve gerginlik hissiyatı.
Panik Atak: Ani ve yoğun korku, beraberinde panik atakları
meydana getirebilir. Bu esnada göğsünüzde ağrı hissedebilir, vücudunuzda ter
boşalması yaşayabilir, kalp atışlarınızda hızlanma gözlemleyebilirsiniz. Bazen
süreç boğulduğunuzu ya da kalp krizi geçirdiğinizi düşünmenize sebep olacak
kadar ağır seyredebilir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bireysel ilişkilerinizde,
başkalarının sizin yaptıklarınızı yargılaması, alay etmesine karşı endişe,
stres duyma haline denir. Belirli Fobiler: Yükseklik korkusu şeklinde kendini
gösterebilir. Bu korkuya sahip olan kişiler uçağa binmek ya da yüksek katlı
evlerde oturmaktan dolayı endişe duyabilir.
Agorafobi: Kalabalığın içinde, acil bir durum yaşandığında
hareket kabiliyetiniz kısıtlı olduğu için korku, endişe duyabilirsiniz.
Ayrılık Kaygısı: Sevdiğiniz kişiler yanınızdan ayrıldığında
çok endişe duyuyor ve her an gözünüzün önünde olsun istiyorsanız ayrılık
kaygısı problemi yaşıyor olabilirsiniz.
Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklar ailesiyle konuşarak iletişim
kurabilirken, toplum içinde konuşamamaktadırlar. Bu sosyal kaygıya seçici
dilsizlik denmektedir.
Anksiyete Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?
Anksiyete bozukluklarının nedenleri kesin olarak
anlaşılamamıştır. Fakat travmatik olaylar, çeşitli deneyimler, sağlık
sorunları, kalıtsal faktörler gibi etmenlerin kaygı bozukluklarını
tetikleyebildiği görülmektedir.
Genetik sebeplerden kaynaklı anksiyete bozuklukları ortaya çıkabilmektedir.
Bu yüzden akrabalarınız arasında bu rahatsızlığa sahip olan varsa risk
altındasınız demektir. Beyninizde ki korku ve duyguları kontrol eden bölümlerin
hatalı bağlanması kaygı bozukluklarına sebebiyet verebilir.
Çevresel yaşadığınız travmalardan (çocuklukta istismar
edilme, çok sevdiğiniz birinin ölümü veya saldırıya uğraması gibi) ötürü
anksiyete bozukluğu yaşayabilirsiniz. Kalp, akciğer, tiroit, şeker gibi sağlık
sorunları anksiyete bozukluklarına sebebiyet verebilir. Kullanmış olduğunuz ilaçların
bir yan etkisi de kaygı bozukluğu olabilir.
Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?
Çocukluk döneminde, cinsel istismar ya da ihmal yaşanması
anksiyete riskini oldukça artırmaktadır. Travmatik olaylara maruz kalan
bireylerin anksiyete bozukluğu yaşama oranı oldukça fazladır. Depresyonda
olmak, anksiyete riskinizi artırır. Kendi sağlığınız ya da çevrenizdeki
kişileri sağlığından duyulan endişe ve stres hali anksiyete bozukluklarını
artırabilir. Madde bağımlılığı anksiyete riskini artırır. Çocuklukta
yabancılardan çekinen, kendini geri çeken, iletişim kurmayan kişilerde risk
fazladır. Özgüven eksikliği, alay konusu olma gibi olumsuz düşünceler, algılar
anksiyete bozukluğuna sebep olabilir. Belirli kişilik tiplerindeki kişiler
anksiyete bozukluklarına yatkındır.
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
Kendini gergin, huzursuz, panik halinde hissetmek Nefes
darlığı, ağız kuruluğu yaşamak, Kötü bir şey olacakmış gibi endişeli hal Kalp
atışlarında yaşanan aşırı hızlanma Aşırı terleme Ellerde titreme hali
Odaklanma, konsantrasyon problemleri Hazımsızlık sıkıntıları Kaygı duymayı
tetikleyecek etkilerden kaçınma hali Uyku problemleri başlıca semptomlardan
sayılabilir. Tanı Yöntemleri
Anksiyete Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Belirtilerin varlığından eminseniz, doktorunuz fiziki
muayenenizi yapıp, ardından da tıbbi geçmişinize dair bilgilerle anamnezi
dolduracaktır. Tetikleyebilecek bazı sağlık koşullarını elimine edebilmek adına
bazı testler yapılmasını isteyebilir. Laboratuvar testlerinin hiçbiri anksiyete
bozukluklarını özel olarak teşhis edemez, o yüzden yapılan testler, tıbbi
geçmiş ve muayene aşamalarının bütünü rahatsızlığın teşhisi için önem arz eder.
Doktorunuz ihtiyaç dahilinde sizi bir psikiyatriste, psikoloğa veya başka bir
akıl sağlığı uzmanına yönlendirebilir. Bu uzmanlar, sizin anksiyete
bozukluğunuz olup olmadığını anlamak için çeşitli sorular sorabilir, belli
araçlar kullanabilir ya da bazı testler uygulayabilir. Değerlendirme aşamasında
ki bir önemli nokta da semptomlarınızın ne kadar süredir var olduğu ve ne kadar
yoğun olduğudur. Kaygı, endişenizin günlük hayattan keyif almanızı engelleyecek
düzeyde olup olmadığını doktorlara bildirmeniz teşhis için oldukça mühimdir.
Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltmak ve
rahatsızlığı yönetmek için birçok tedavi alternatifi mevcuttur. Fakat en yaygın
iki tedavi psikoterapi ve ilaçlardır. Hangi tedavi yöntemine daha iyi cevap
vereceğiniz, deneme-yanılma yoluyla saptanabilir.
Psikoterapi: Psikolojik danışmanlık ya da konuşma terapisi
olarak bilinen psikoterapi, kaygı semptomlarınızı azaltmak için bir terapistle
beraber süreci geçirmeyi içerir. Bu danışmanlık türünde duygularınızın,
davranışlarınızı nasıl etkilediğine şahit olabilirsiniz. Psikoterapi, anksiyete
bozukluğunuzu anlamanın ve yönetmenin yollarını öğrenmek için oldukça etkili
bir tedavidir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu psikoterapi türü size
olumsuz ve sizde panik yaratan düşünceleri ve davranışları nasıl olumluya
dönüştüreceğiniz kısmında size kılavuz olur. Sizde korku ve kaygı meydana
getiren durumlara karşı endişe duymadan yaklaşmanın ve bunları yönetmenin
yollarını öğreneceğiniz etkin bir tedavi yöntemidir.
İlaç Tedavisi: Doktorunuz anksiyete semptomlarını
hafifletmek için çeşitli antidepresanlar, ilaçlar, yatıştırıcılar
kullanılabilir. İlaçların asıl amacı kısa süreli rahatlamadır, uzun süreli
kullanılması amaçlanmamaktadır. Ayrıca hangi ilacın size daha iyi geleceğine
karar vermek ve artılarını eksilerini konuşmak adına doktorunuzla bir araya
gelmeniz iyi olacaktır.
Anksiyete Nedir?
Kaygılar, günlük yaşamda karşılaştığınız sorunlar ile baş edebilmeniz için sizi hazırlayıp, daha hızlı karar verebilmenize ortam hazırlar. Kaygı aslında beyninizin strese tepki vermesi ve sizi ileride yaşayabileceğiniz potansiyel tehlikeler konusunda uyarma şeklidir. Toplumun yaklaşık olarak %18’i kaygı bozukluğu probleminden mustariptir ve problemin artış derecesi ile beraber hastalık seviyesinde seyredebilir. Anksiyetesi olan bir kişi, her zaman en kötü senaryoyu düşünür ve bu düşünceler kontrolü dahilinde gerçekleşmez. Sürekli olarak kaygı, endişe yaşayan bir kişinin sosyal hayatı sekteye uğrayabilir, ruhsal sağlığı bozulabilir ve gündelik işlerdeki verimi azalabilir. Bu yüzden kaygı bozukluğu olan kişilerin hayat kalitesi oldukça düşmektedir.