Bilişsel Davranışçı Terapi’nin kişilik bozukluğu gibi
kronikleşmiş, sürekli devam eden ve ara sıra nükseden rahatsızlıklarda
cevapsız kalması nedeniyle Young tarafından (1990) geliştirilmiş bir
yaklaşımdır.
Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikanalitik Yaklaşım, Nesne
İlişkileri Kuramı ve Bağlanma Kuramı ve Gestalt Terapi’yi birleştiren
bütünleştirici bir kuram olan Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapideki
gibi kısa yapılan ve sadece belirtiye yoğunlaşmış bir fikirle yol almak yerine,
belirtinin neden olduğu kökenlerin ve çocukluğun incelenip sorgulanacağı bir
psikoterapi modeldir.
Şema Terapi ile uzun süren, tekrar eden, kronik sorunlar,
kronik ilişki problemleri ile kişilik bozuklukları özellikle çalışılan
konulardandır. Grup, çift, çocuk ve ergen için de etkin bir şekilde kullanılan
bir tedavi yaklaşımıdır.
Çocuklukta yaşanmışlar, gelişim basamakları, duygulanım oluşrurulan
terapötik ilişki ve baş edebilme teknikleri, temelde hayat olayları ve evrensel
gereksinimler Şema Terapinin ele aldığı konulardır ve diğer terapi
çeşitlerinden ayıran yönüdür.
Şema terapi, doğuştan gelen mizaç, çocukluk ve ergenlik
çağında aileyle etkileşimdeyken seçici içselleştirme, özdeşim kurma veya
kültürel etkenler aracılığıyla erken yaş dönemi uyumsuz şemalar gelişir ve
şemalar kişinin hayatı algılama şeklini etkilemektedir.
Bir çocuğun doğumdan itibaren oluşan şemaları, temel
ihtiyaçlarının gerekli seviyede karşılanamaması, çocuğa kötü davranılması ya da
bazı ihtiyaçlarının abartılarak verilmesi erken yaş dönem döneminde oluşan
basamak eksiklikleri uyumsuz şemaları gelişmelerine neden olmaktadır.
Şemalar doğduğumuz andan itibaren oluşmaya başlarlar. Bebeklikten
ve çocukluktan bu yana karşılanması gereken ihtiyaçlarımız vardır. Duygusal veya fiziksel bazı temel ihtiyaçlara
gereksinim duyarız. Hayatta kalmak için
bu ihtiyaçlar temel güven ihtiyacı, Güvenlik, bakım, empati, kabul edilme,
saygı, bağımsızlık, gerçekçi sınırlar, spontanlık ve eğlenme, tutarlılık,
süreklilik, aynılık, kabul edilme, onaylanma, özerklik, sağlıklı rekabet
edebilme, sağlıklı bir kimlik algısı, kendiliğindenlik gibi temel
ihtiyaçlarımız vardır. Bu ihtiyaçların herhangi birinde karşılanamaması
durumunda veya zedelenmesi durumda ya da bu durumların tam aksinde gereğinden
fazla karşılanmasında çocukluk döneminin ihtiyaç basamaklarında sorunlar
oluşur. Bu dönemde yaşanan her şey şemaları oluşturmaktadır. Psikolojik açıdan
sağlıklı olan insan bu ihtiyaçlarını uygun şekilde tamamlayan ve giderebilen
insandır. Erken yaşam deneyimlerinde bu ihtiyaçların sağlıklı şekilde
karşılanamaması ile şemalar oluşur. Şemalar kalıp görev görürler yaşam boyu
gelişerek insanların davranışlarını ve düşüncelerini, diğer insanlarla olan
ilişkilerini belirlemektedir. Yani şu anki davranışlarımızı ve düşüncelerimizi şemalarımızın
temeli oluşturmaktadır. Şemalar dört temel yolla oluşabilmektedir.
En temel ihtiyaçlarımızın zedeleyici derecede engellenmiş
olması
Travma gibi zor durumlarla karşılaşmak deprem, kaza, taciz
gibi
İyi olan şeylerin abartılı şekilde bize sunulması
Seçici içselleştirme veya özdeşim kurulması
Kişinin çocuklukta birtakım yaşanmışlıklar, ebeveyn tarzı
ve kültürel etkileşimlerin sonucunda geliştirdiği ve doğru kabul ettiği
şemalarını fark ettirerek kendi potansiyelinin önüne geçmesini engellemeye
çalışmaktır.