Vagus Terapi

Vagus Siniri Nedir?

Sinir sisteminin bir parçası olan vagus siniri, etimolojik olarak Latincede gezgin anlamına gelmektedir.  Asıl olarak beyin ve kalp arasındaki iletişimi sağlayan bu sinirin bağırsak, böbrek, safra kesesi, akciğer, karaciğer, pankreas, boyun, dil ve kulaklarla da bağlantısı bulunmaktadır. Beyinden başlayarak ve boynun iki yanından gelerek göğüs kafesine girmekte ve burada farklı dallara ayrılmaktadır. Beynin komutlarını hem kalbe hem de iç organlara aktaran vagus siniri vücudun çalışma sistemini düzenlemektedir. Epilepsi hastalarında vagus siniri uyarılarak sistemin düzgün çalışması sağlanmaktadır. Boyun bölgesinden geçen vagus sinirine yerleştirilen elektrotlar belli aralıklarla sinire elektrik vermektedir. Bu sayede epilepsi nöbetleri kısmen ya da tamamen durdurulmaktadır.

Kimlere Uygulanır?

Vagal sinir stimülatörü epilepsi hastalarına uygulanmaktadır. Bununla birlikte, hastaların ve hastalığın seyrinin pek çok kriteri karşılaması gerekmektedir. Uzun süreli ilaç tedavisine yanıt vermeyen ve epilepsi nöbetlerinin devam ettiği hastalar epilepsi pili ameliyat için uygundur. İlaçların belirlenen süre içinde düzenli olarak kullanılması ve dozunun yeterli olması kriterler arasında bulunmaktadır. Bu hastaların beyninde, aynı zamanda ameliyat sırasında problem teşkil edebilecek tümör ya da farklı kitlelerin bulunmaması da gerekmektedir. İlaçlı tedaviye direnç gösteren hastaların yanı sıra ameliyat olamayacak ya da ameliyat sonrasında nöbetlerin devam ettiği hastalarda da vagal sinir stimülatörü uygulaması yapılmaktadır. Vagal sinir stimülasyonunun epilepsi dışında farkı hastalıkların tedavisinde de uygulanması amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Bu hastalıklar arasında obezite, alzeimer, kronik ağrılar, kronik alkolizm ve kalp yetmezliği bulunmaktadır.

Vagus sinir stimülasyonu , vagus sinirine elektriksel uyarılar iletmeyi içeren tıbbi bir tedavidir . Bazı inatçı epilepsi türleri ve tedaviye dirençli depresyon için ek tedavi olarak kullanılır.

Sinir sistemimiz istemli kontrol edebildiğimiz (somatik) ve istemsiz kontrol (otonom) şekilde çalışan iki temel sistemden oluşur. Otonom sinir sistemimiz, iç ve dış ortamdaki değişikliklere adaptasyonu sağlayan; kalp, akciğerler, damarlar, bağırsaklar, üreme organları gibi hayati yapıları kontrol eden sistemdir. Otonom sinir sistemi iki bölümden oluşur: Özellikle dış ortamdaki tehlike, saldırı vb. durumların varlığında ‘’savaş veya kaç’’ yanıtına neden olan sempatik sinir sistemi ve bedeni sakinleştiren, büyüme ve gelişmeyi sağlayan, daha çok içsel özellikleri olan, kısaca ‘’dinlen ve sindir’’ olarak belirtilen parasempatik sinir sistemi.

Stres (bedende fiziksel ve ruhsal yük oluşturan her şey) otonom sinir sisteminde fonksiyon bozukluğuna yol açan en önemli etkenlerden biri olarak göze çarpmaktadır. Sıklıkla sempatik sistemi aktive ederek bedende ‘’savaş veya kaç’’ yanıtına neden olmaktadır. Akut stres sürecinde hayat kurtarıcı olan bu durum kronik stres durumunda psikososyal ve fiziksel rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir.

Stresli kişilerde tam manasıyla dinlenme sağlanamadığı ve sürekli sempatik sistem aktivasyonu ile bedende ‘’savaş veya kaç’’ yanıtı oluştuğu için, özellikle bu kişilerde; hipertansiyon, obezite, depresyon, kronik ağrı, uyku bozuklukları, kronik yorgunluk, mide-bağırsak rahatsızlıkları, bağışıklık sistemi ile ilgili bozukluklar gibi rahatsızlıklar görülebilmektedir. Sporcularda ise sempatik sinir sisteminin aşırı aktivasyonu spor performansında azalmaya, spor aktivitesi sonrası ise yetersiz dinlenme ve restorasyona neden olmaktadır. Aşırı sempatik aktivite kardiyovasküler sistemde yüklenmeye neden olduğu için spor aktivitesi sırasında kişide kalp damar sistemi rahatsızlıkları riskini de artırmaktadır.

Otonom sinir sistemimizin temel sinirlerinden olan Vagus Siniri, özel geliştirilmiş bir kulak aparatı sayesinde stimüle edilerek parasempatik sistem aktivasyonu sağlanabilmektedir.

Parasempatik sinir sisteminin en önemli parçası olan vagus siniri iç dengenin (homeostazın) düzenlenmesinde çok önemli bir role sahiptir. Vagus sinirin stimülasyonu ile kişinin artmış veya bozulmuş fizyolojik reaksiyonlarını ideal değerlere getirerek bedenin, sistemlerin ve organların olumsuz etkenler nedeniyle yorulmasını engellemek, toparlanma süresini kısaltmak ve uzun vadede ise erken doku/organ yaşlanmasını önlemek mümkün.

Vagus stimülasyonu aynı zamanda performans ve dayanıklılık artışı olarakta  kazanım sağlamaktadır.

Vagus Terapideki Terapistler
İlgili Terapistler

Terapi