Vücutta bulunan ağır metaller vücuttaki dokuların kendini yenilemesine ve bağışıklığın güçlenmesine engel olur. İnsanlar hücresel fonksiyonları kısa veya uzun vadede bozan kimyasal, fiziksel toksik ve zehirleyici maddelerin etkisi altında kalmaktadır. Bu maddelerden olan ağır metaller vücuda topraktan, sudan, soludukları havadan ve aldıkları gıdalardan pek çok yerden maruz kalınmaktadır. Bu ağır metaller kurşun, civa, gümüş, kadmiyum, altın, kobalt, kalay gibi elementlerdir. Ağır metallerin birçoğu özel bir destek olmadan vücudun normal işleyişiyle böbrek, karaciğer, barsak, akciğer, deri ile atılamazlar. Şelasyon terapisi çok dikkatli tıbbi gözetim altında ve uzman kişiler tarafından uygulanmalıdır.
Şelasyon Terapisinde Amaç:
Mevcut olan regülasyon bloklarının giderilmesi
Bağdokusu, lenfatik sistemin düzenlenmesi
Regülasyonun sağlanması
Bağırsak florasındaki disfonksiyonların giderilmesi
Ağır metallerin bedenden uzaklaştırılması
Bedene binen patolojik ve psikolojik yükün giderilmesi
Ortomoleküler tıp açısından takviyelerin yapılması
Daha önce etkili olan metodlarının kişiye özel kombinasyon terapilerinin düzenlenmesi
Tedavinin kişiye özgün düzenlenmesidir.
Vücudu Zehirleyen Ağır Metaller
Kurşun
Trafik kirliliği, petrol, sigara, kalemler, saç boyaları, akü imalatıyla vücuda geçmektedir. Sinir sistemine, zihin ve kemik sağlığına zarar vermektedir. Fakat, kalsiyum, çinko, aljinik asit, B1, B 6 ve C vitaminleri bu zararlı etkileri azaltabilmektedir.
Kadmiyum
Konserveler, sigara dumanı, deterjanlar, eve yeni alınan halılar veya tarımsal gübrelerle vücuda girer. Böylelikle böbrek, sinir sistemi, kemikler ve solunum sistemine zarar verir. Ayrıca tansiyonu yükseltmektedir. Kurtulmak için A, C ve E vitaminleri, kalsiyum, selenyum, alginik asidin yanı sıra soğan, sarımsak ve pırasa kullanılabilir.
Alüminyum
Bazı diş macunları, yemek saklama kapları, mide için kullanılan antasidler, sigara filtreleri, bazı tuzlar ve peynirler, terden koruyucu deodorantlar, zararlı düzeyde alüminyum içermektedir. Bu nedenle hafıza bozuklukları ve Alzheimer hastalığı bulgularında artma olur. Kalsiyum, çinko, magnezyum ve B6 vitamini bu zararları azaltabilir.
Civa
Bazı boyalar, ton balığı konservesi ve diş dolgularında bulunan amalgam yoluyla vücuda girmektedir. Böbrek, karaciğer ve özellikle beyin fonksiyonlarını bozan civanın zararlarından kurtulmak için soğan, pırasa ve yumurta yenmelidir. Ayrıca C vitamini, selenyum, kalsiyum ve çinko gibi maddeler kullanılmalıdır.
Bakır
Bakır su borularından vücuda giren bu metal, demir ve çinko gibi vücuda yararlı elementlerin miktarını azaltmaktadır. Özellikle yumurta, soğan, sarımsak, pırasa bu zararları minimale indirmektedir. Ayrıca eksilen çinko ve demirinde ek olarak alınması gerekir.
Fluorid
Diş macunları, ağız gargaraları, teflon tavalar ve fluor miktarı yüksek sular, bu zararlı maddenin kaynağıdır. Diş lekeleri ve kemik zayıflığında önemli rol oynadığı gösterilmiştir. Bu nedenle çözüm, flordan uzak durmak ve yeterince kalsiyum almaktır.
Arsenik
Bazı şarap ve biralarda, tuzlarda ve boyalarda bulunur. Karaciğer, böbrek ve solunum sisteminde olumsuz etkileri gösteren arsenik için antioksidan bazı vitaminler (A-C-E) selenyum ve alginik asit kullanılabilir.
Hastanın yaşadığı regülasyon blokları bu tedavi sayesinde giderilebilir.
Kişide görülen bağ dokusu ve lenfatik sistem bozuklukları ortadan kaldırılır.
Tedavi sonrasında hastada regülasyon (vücudun kendi kendini tedavi etmesi) sağlanır.
Ağır metaller vücuttan kısa bir süre içinde uzaklaştırılır.
Bağırsak florasında disfonksiyon olanlarda bu durumlar ortadan kaldırılır.
Kişinin vücudundaki patolojik yük hafifler.
Vücudunda ağır metallerin etkisiyle psikolojik açıdan etkilenen kişilerde rahatlama görülür.
Ortomoleküler (besin takviyesi) tıp bakımından da gerekli takviyeler yapılır.
Şelasyon terapisi tamamen kişiye özel planlanır. Doktor gerekli incelemeleri yaptıktan sonra hastanın ihtiyacı olan serum içeriği ve seans sayısını belirler. Böylece
tedavi sonrasında kişiye özel fayda sağlanabilir