Oksijen insan vücudunun temel yakıtı olan glikozu, oksidatif yıkımına uğratan ve bunun sonucu olarak hücrelerde daha fazla enerjinin açığa çıkmasını sağlayan bir moleküldür. Vücuttaki glikoz, oksijen eksikliği durumunda oksidatif yıkımına uğrayamaz. Bunun sonucunda vücuttaki enerji üretimi önemli bir ölçüde azalır. Ayrıca vücutta Laktik Asit oluşur ve karaciğerde metabolize olan ve yorgunluk yaratan bir yan ürünün birikir. Bu yan ürün, özellikle kaslar çok çalıştığı zaman ortaya çıkar ve vücuttaki kramplardan da sorumludur.
Akciğerlerimize hava yoluyla aldığımız oksijen, kan dolaşımı ile tüm dokulara giderek onları besler ve canlandırır. Oksijen terapisi ile havadaki oksijen % 90’a kadar yoğunlaşır ve böylece sizi daha nemli, adeta bir ormanda temiz hava soluyormuş hissine ulaştırır.
Oksijen terapisinin 2 temel amacı vardır; ilk amaç dokulara yeterli oksijen ulaştırıp bozulmalarını önlemek, ikinci amaç ise var olan hipotermi ve yetersiz oksijenlenmeye yönelik destek sağlamaktır.
Dokuların oksijen ihtiyacının karşılanamaması, birçok
hastalığın altında yatan nedendir. Hatta oksijen eksikliği sonucu bazı hastalık
tablolarındaki durum daha da kötüleşmektedir. Büyük şehirlerin kirli havası ve
oturmakla geçen yaşam tarzı yüzünden vücuttaki oksijen seviyesi düşer. Bu durum
mikro seviyede, ham maddeyi oksijene gerek duymadan enerjiye dönüştürmeye
çalışan ve aerobik metabolizmaya göre daha verimsiz olan anaerobik
metabolizmanın ortaya çıkmasına yol açar.
Birçok cilt bakımı sistemine entegre şekilde kullanılan
oksijen terapisi, yüksek oranda saf oksijenin belli bir basınçla cilde
uygulanıp temizlenmesidir.
Oksijen, yaşamın ve insan metabolizmasının temel
gereksinimlerinden biridir; basınçlı oksijen terapi kan dolaşımı harekete
geçirir, kolajen liflerini uyarır, cildin nemlenmesini sağlar, yüz kaslarını
çalıştırır, düzenli olarak uygulandığında cildin sebum dengesini korunmasına
yardımcı olur.
Genellikle, dahil edildiği cilt bakım sisteminde uygulanan
dermokozmetik ürünlerin, cildin alt katmanlarına ulaşmasını sağlamak için
kullanılmaktadır. Basınç sayesinde oksijenle birlikte deri altına kolaylık
gönderilen serumlar, asitler, vitaminler, oksijenin de etkisiyle daha fazla
nüfuz eder. Oksijen miktarı yükselmiş bir ortamda harekete geçen dokuların,
uygulanan vitamin, mineral ve asitleri işleme kapasitesi artar. Kan dolaşımının
hızlanması, cildin metabolik olarak gençleşmesine neden olur böylece kaslardaki
ödemi, dokular arasındaki toksini hızla atar. Oksijen terapi, cildin hücresel
bazda detoks yapmasını sağladığı için hücresel olarak gençleşmeyi destekler,
yaşlanma etkilerini yavaşlatır.
Derimiz; gözenekler yoluyla nefes alır, solunum
sistemine yardımcı organlardan biridir
ve günlük oksijen alımının yüzde yedisini gerçekleştirir. Cildin nefes
alabilmesi, sağlıklı ve genç kalması anlamına gelir. Çünkü oksijen miktarı ile
kan dolaşımı arasında bir doğru orantı vardır yani oksijen miktarı düştüğünde
kan dolaşımı otomatikman ağırlaşır bu da metabolizma hızını düşürür ve yaşlanma
dediğimiz şey için uygun ortamı oluşturur. Bu durumun tam aksini yaratmak için oksijen terapi,
cildin taze ve genç görünmesini sağlar ve
anti-aging koruma ile yaşlanma etkilerini yavaşlatır.
Genç ve gergin bir
cildin nefes alma kapasitesi yüksektir. Rahatlıkla ve yeteri kadar
oksijeni içeri alabilir ve tutması gereken nem ve oksijeni tutabilir. Vücut
ısısı dengededir. Yaşlanma başladığında işler değişir çünkü sarkmalar ve
kırışıklıklarla yapısal olarak bozulmaya başlayan cilt, yeteri kadar nefes
alamaz. Deri; ısıyı, nemi ve sıvıları tutma görevlerini daha düşük
performanslarla yerine getirmeye başlar. Bu durumda yaşlanma, kaçınılmaz
olarak hızlanacaktır.
İğnesiz basınçlı oksijen terapisi ile epidermisin kendini
yenileyebilmek için dolaşım sisteminde ihtiyaç duyduğu oksijen, derin dokulara
ve kılcal damarlara iletilir. Böylece cilt hücrelerinin ihtiyacı olan enerji
sağlanmış olur. Cildin kendi kendini yenileme ve yara iyileştirme
yeteneklerinin çalışabilmesi için hücresel olarak gereksinim duyduğu enerji,
oksijendir ve kan dolaşımıyla elde edilir. Oksijen terapi bu enerji kaynağını
cildin tüm katmanlarına direkt olarak indirir. Basınçlı oksijen terapisi, cilt
bakımının ve medikal tıp teknolojisinin bizlere armağan ettiği pratik, konforlu
ve çok etkili bir cihazlı uygulamadır.
Oksijen terapisinin
kullanıldığı tedaviler:
Cilt canlandırma ve yenileme.
Akne tedavileri.
Medikal cilt bakımı.
Leke tedavileri.
Göz altı morluk tedavisi.
İnce kırışıklar, kaz ayağı, dudak üstü kırışıklık
tedavileri.
Nasıl Etki Eder?
Cilt yaşlanmaya deri altı dokulardan başlar. Kırışıklık,
solgun ve canlılığını yitirmiş ten rengi, lekeler, sarkmalar aslında derin
dokularda meydana gelen hasarın, cilt yüzeyindeki sonuçlarıdır. Yaş alma,
sigara ve alkol gibi alışkanlıklar, sağlıksız beslenme, güneşin zararlı
ışınları ve diğer birçok sebepten dolayı cildin nem dengesi bozulur, tıkanan
gözeneklerden yeterince hava sirküle olamaz, deri nefes alamadığında kan
dolaşımı bozulur, kolajen üretimi azalır, fibroblastlar ve elastin hücreleri kendilerini
onaramaz hale gelir.
Derinden başlayan yıkımı, cilt yüzeyine uyguladığımız
kremlerle durduramayız, iyileştiremeyiz. Profesyonel bakımların çalışma ve etki
alanı her zaman cilt altındaki, dermisteki dokulardır. Birçok uygulamanın sonuçlarının günler,
haftalar sonra ortaya çıkmasının sebebi de budur. Oksijen terapi, iğneli
yöntemlere alternatif olarak, basınçlı oksijen uygulaması ile yüksek etkili
dermokozmetik ürünleri (serumlar, vitaminler, asit peelingler…) hedeflenen cilt
katmanına gönderir.
Örneğin medikal cilt bakımı, kimyasal peeling gibi
tedavilerde, epidermise uygulanan serumlar, basınçlı oksijen terapisi ile cildin alt katmanlarına iletilir. Oksijen
terapi bu derin doku iletimini sağlayarak, cilt uygulamalarının etkisini
artırmak için kullanılan bir sistemdir.
Oksijen terapi
uygulamasının sağladığı avantajları sıralamak gerekirse:
Kan dolaşımını hızlandırır.
Nefes alan cilt canlanır.
Düzenli uygulama ile cildi pürüzsüz bir hale getirebilir.
Nem ve sebum dengesi sağlar.
Tüm vücudun, dokuların, organların oksijenlenmesini sağlar.
Vücudu canlandırır ve bağışıklığı artırır.
Beyne daha iyi oksijen ulaşması sağladığı için zihne
canlılık verir.
Yaşlanma karşıtı ve cilt sağlığında olumlu etkileri vardır.
Toksin atılımını destekler.
Sinir sistemini rahatlatır.
Kolajen üretimine uygun ortam yaratır, yeni hücre üretimini
destekler.
Cildin yenilenmesini destekler.
Düzenli uygulandığında cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.
Yüz kaslarının çalışmasını sağlar.
Yüz kasları üzerinde detoks etkisi vardır.
Oksijen Terapi
Uygulaması
Cilde belli bir mesafeden, özel bir tabanca başlık
yardımıyla püskürtülerek uygulanan oksijen terapinin basıncı, yapılan işleme ve
cilt yapısına göre, cilt uzmanı tarafından ayarlanır. Yüzde 95 oranda saf oksijen, uygulamanın
ihtiyaçlarına göre vitaminler, hyaluronik asit, kolajen gibi içeriklerle
kokteyl edilebilir. Kimyasal peeling uygulamasında olduğu gibi sadece uygulanan
asidin cilt altına iletimini sağlamak için de tercih edilebilir.
Oksijen terapisi çoğunlukla
tek başına kullanılan bir uygulama değildir. Cilt bakımının, cilt
yenilem ve gençleştirme uygulamalarının, leke ve akne tedavisi gibi cildin tüm
katmanlarında çalıştığımız işlemlerde sıklıkla kullanılan, bir tür yardımcı
uygulamadır.
Ayarlanabilen basınç, göz altı morluklarının giderilmesinde
etkili olabilmektedir. Basınçlı oksijen terapinin kaslar üzerindeki masaj
etkisi, deri altına ulaşan yoğun oksijen sayesinde kan dolaşımının hızlanması
kolajen üretimi ile birleşince kaz ayakları, dudak üstü ve dudak kenarındaki
ince çizgilerin giderilmesinde etkili sonuçlar elde etmemizi sağlar.
Oksijen terapisinin kullanım alanlarını şöyle özetleyebiliriz:
Dermokozmetik ürünlerin cilt altına yedirilmesinde iğneli
yöntemlere alternatiftir.
Medikal cilt bakımı uygulamalarında antibakteriyel temizlik
etkisi sağlar.
Medikal cilt bakımı uygulamalarında cildin oksijene doyması,
nemlenmesini sağlar.
Kan dolaşımının ve metabolizmanın hızlanmasına ihtiyaç
duyulan tedavilere entegre edilir.
Cilt canlandırmada kullanılır.