Nöralterapi, düşük doz lokal anestezik enjeksiyonu ile
otonom sinir sistemimizi kullanmak üzere tasarlanmış bir tedavi yöntemidir.
Enfeksiyon, travma ve cerrahi kesi ile sağlıklı hücrelerin elektriksel
potansiyeli azalır. Şiddetli, yoğun ve sürekli uyaranlar devam ederse hücreler
iyileşemez. Kişide anatomik ve genetik bir bozukluk, eksiklik, ileri derecede
dejenerasyon olmadığı sürece nöralterapi ile cilde uygulanan enjeksiyon bazı
hastalıkların oluşum süreçlerini tersine çevirebilir ve tedavi edebilir.
Nöralterapi, otonom sinir sistemi düzenleyen ve bozucu
alanlardaki olumsuz uyaranları nötralize eden bir uygulama alanıdır.
Otonom sinir sistemi dediğimiz nörovejetatif sistem, sinir
sistemimizin tüm vücudu kapsayan ve hücresel düzeyde etkileri olan bir
parçasıdır. OSS'deki biyoelektrik hasar, hastalıklarımızın ve kalıcı
ağrılarımızın temelini oluşturur. Hayatımız boyunca yaşadığımız enfeksiyonlar,
ameliyatlar, kazalar, fiziksel ve psikolojik travmalar vücudumuzda biyoelektrik
olarak sorunlu alanların oluşmasına neden olur. Bu sorunlu alanlara “girişim
alanları” denir. Bu bölgelerdeki biyoelektrik hasarlar ömür boyu kalıcı
olabilir. Bu elektriksel iletişim bozukluğu, girişim alanları olarak da
adlandırılan bu bölgelerin deri kısmına yapılacak enjeksiyon ile
düzeltilebilir.
“Girişim alanı”, hücrelerin temel biyoelektrik yapısının
bozulmasıdır. Sağlıklı bir hücrede, vücudumuzdaki elektrolitlerin etkisiyle
hücre içi ve dışı elektriksel bir fark vardır. Yaklaşık -40 / -90 milivolt olan
bu farka zar elektrik potansiyeli denir.
Hastalıklı bölgeden gelen olumsuz uyarılar tüm vücuda
yayılır. Bunların bir kısmı vücut tarafından tamir edilirken bir kısmı tamir
edilemez. Yaşam boyu süren dış etkenler (enfeksiyonlar, travmalar, vücuda
ameliyat benzeri müdahaleler) bozucu alanlar oluşturma potansiyeline sahiptir.
Sorunun kaynağı olan bu alanlardan (birincil odak) kaynaklanan uyaranlar,
OSS'nin mesaj ağını etkileyebilir ve başka bir bölgede (ikincil etkilenen alan)
bir odak oluşturabilir. Günümüz tıbbı bu ikincil odağı tedavi etmeye çalışıyor.
Bu nedenle tedavide sorunlar yaşanmaktadır.
Geçmişteki enfeksiyon odakları, travmalar, operasyonlar ve
iyi yapılmayan tüm diş tedavilerinin yıkıcı alanlar oluşturma potansiyeli
yüksektir. Özellikle baş ve boyun bölgesi rahatsız edici alanlar açısından
yoğundur.
Nöral terapide tekrarlanan lokal anestezik enjeksiyonları
ile hücrenin elektrik potansiyeli arttırılır. Kullanılan kısa etkili anestezik
ajanlar olan prokain ve lidokain yaklaşık -290 milivoltluk bir potansiyel içerir.
Uygulama ile hücre adeta hiperpolarize olur. Yapılan her enjeksiyon, hücre
-40/-90 milivolt olan normal potansiyeline ulaşana kadar hücrede bir miktar
elektrik potansiyeli bırakacaktır. Bu seviyelere ulaştığında hastalıklı hücre
sağlıklı bir hücreye dönüşecektir. Böylece enterferans alanındaki hücrelerin
elektrik potansiyeli gerekli seviyelere yükselmiş olacaktır. Hücre zarı
stabilizasyonu sağlanacak ve bozucu alanların ÖSS üzerindeki olumsuz etkileri
ortadan kaldırılacaktır.
OSS, hücreler arası sıvıya kadar uzanan geniş bir ağ yapısına sahiptir. Bu sıvıya matriks de denir. Matrikste metabolik, biyokimyasal, biyofiziksel süreçler vardır ve hücreler arası ve hücre içi madde alışverişi gerçekleşir.
Nöral terapi bir enjeksiyon tedavisi olarak algılanabilir,
ancak amaç ilaç vermek değildir. Buradaki en önemli tedavi edici özellik,
hekimin girişim alanı yaklaşımı ile hastalığın kaynağını bulmasıdır.
Nöral terapide enjeksiyon yoluyla lokal anestezik uygulanır.
Uygulama alanları cilt altı, kas dokusu, vücuttaki ameliyat ve yara izleri,
eklem içi ve ağrılı noktalardır. Sinir içine enjeksiyon uygulanmaz.
Nöralterapide en önemli konu iğne ile lokal anestezik
uygulanacak bölgenin belirlenmesidir. Bu alan tespiti, nöralterapiyi diğer
standart lokal anestezik enjeksiyon uygulamalarından ve benzeri tedavilerden
ayıran en önemli özelliktir.
Nöralterapi tedavisi seanslar halinde uygulanır ve iki seans
arasında en az üç gün geçmesi önerilir. Nöral terapide lokal anestezikler ile
lidokain ve prokain kullanılması önerilir. Yüksek doz tehlikesi ve olası yan
etkileri nedeniyle ilaçların azaltılmış dozlarda (%0.5 – %1 gibi) kullanılması
tavsiye edilir.
Nöral terapinin ana alanı ortopedik ve kas sinir
hastalıklarının tedavisidir.
Tüm baş ağrıları, bölgesel kas-iskelet ağrısı, kronik pelvik
ağrı
Fibromiyalji, tendinit, spor yaralanmaları
Karpal tünel sendromu, kronik inflamasyon ve inflamasyonlar
Spinal artrit ağrıları
Kronik dirsek, omuz, diz, bel, sırt ve boyun ağrıları, bel
ve boyun fıtıkları
Yüz felci, nöropatik ağrılar, sinir yaralanmaları
Nöralterapide hastalarda ağrıya neden olan faktörler ortadan
kaldırıldığı için vücudun kendini yenilemesi ve onarması için zaman verilir. Bu
onarım döneminde geri dönüşler olacak, vücut fonksiyonları düzelecek ve
şikayetler normale dönecektir.