Hipnoz, kişinin bilinç altı unsurlarına ulaşmayı amaçlayan bir tekniktir. Hipnoterapi ise, hipnoz tekniğinin kişiye uygulandığı sırada yapılan tedavi yöntemi olarak tanımlanabilmektedir. Diğer bir deyişle hipnoterapi, kökeni hipnoza dayanan yöntemler uygulanarak gerçekleştirilen tedavidir. Hipnoz ile hipnoterapinin kavranabilmesi için aralarındaki temel tanımsal farkları ele almak faydalı olacaktır.
Hipnoz;
Sadece tedavi amacıyla uygulanmaktadır.
Uyku ya da uyanıklık hali değildir. Uyku ile uyanıklık
arasındaki bilinç durumudur.
Yoğun bir dikkat hali söz konusudur.
Bilinçaltı, kişinin kendi isteği doğrultusunda telkin
edilebilmeye açık haldedir.
Hipnoterapi;
Tıbbi bir girişim niteliğinde uygulanmaktadır.
Hipnoz edilmiş kişiye uygulanmaktadır.
Hipnoz halindeki kişide oluşan dalgınlık ve konsantrasyon
durumu kullanılarak gerçekleştirilmektedir.
Bir uzman tarafından, dalgınlık ve konsantrasyon halindeki
kişinin bilinç ve bilinçaltı unsurlarına yönelik gerçekleştirilen terapidir.
Destekleyici niteliktedir.
Hipnoz sırasında; bakış, söz, düşünce oldukça önemli bir
role sahiptir. Hipnoterapist için ise bakış, bilinçaltına ulaşılabilmek ve
manyetik etkileri kontrol altına alabilmek için uygulanan yöntemlerden biridir.
Söz, Hipnoterapistin hastanın bilinçaltı unsurlarına amaçlanan telkinleri
gerçekleştirebilmesi için kullanılmaktadır. Düşünce ise, hastada gerekli
çözülme ve etkileri sağlayabilmek amacını taşımaktadır. Hipnoz ile kişi
rahatlamış, gevşemiş ancak her şeyin farkında ve bilincinde bir haldedir.
Hipnoterapi, tam olarak dirençlere karşı gevşemiş ancak bilinç halinin sürdüğü
bu halde, ilgili telkinler yoluyla kişinin tedavisinin gerçekleştirilmesidir.
Hipnoterapi Tedavisi
Hipnoterapi Tedavisi; bakış, söz ve düşünce gibi unsurlar
ile kişide oluşturulan, dirençlerin birçoğunun ortadan kalkmış olduğu dinlenme
hali, yani hipnoz ile tedavi sürecinin ve tekniklerinin tümüdür. Özet bir tanım
oluşturursak hipnoterapi, hipnoz yolu ile yapılan terapidir diyebilmekteyiz.
Hipnoterapi, İngiliz Tıp Birliği tarafından 1953, Amerikan
Tıp Birliği tarafından ise 1958 yılında bir psikoterapi yöntemi olarak kabul
edilmiştir. Tıp dünyasında hipnoterapi, bir psikoterapi yöntemi olarak kabul
edilmekte, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı onayınca tedavi yöntemi olarak
uygulanmaktadır.
Özellikle günümüz koşullarında sıkça karşılaşılan stres,
fobi ve depresyon gibi durumlarda alternatif tıp yöntemi olarak hipnoterapi
gittikçe yaygınlaşan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hipnoterapi yöntemi temel olarak üç bölümde gerçekleştirilmektedir. Bunları şu şekilde sıralayabilmekteyiz:
Transa girme; yani kişinin hipnotize olması aşamasıdır.
Hipnoterapinin en zor aşamasıdır diyebiliriz. Transa girme aşamasında, kişi
etrafında olup biten durumların farkındadır ancak uyku hali söz konusudur.
Kişinin uyku ile uyanıklık arasındaki hali, transa girme halidir. Bu aşamadan
itibaren kişi dirençlere karşı büyük ölçüde gevşemiş durumdadır.
Kişiye gerekli telkinlerin verilmesi; hipnotize olmasının
ardından kişinin bilinçaltına telkinler gönderilen aşamadır. Telkin,
bilinçaltının aktif olduğu bir bilinçaltı çalışmasıdır. Bu aşamada
bilinçaltına, kişinin kendi isteği doğrultusunda telkinler
gerçekleştirilebilmektedir. Aktif haldeki bir bilinçaltı, geçmiş ve şimdiki
zaman unsurlarından bağımsız olmamakta, geçmiş ve şimdiki zamanla birlikte
işleyiş göstermektedir. Bilinçaltında bulunan unsurlar çeşitli sebeplerden
dolayı izole edilmiş ve öğrenmeye kapatılmış unsurlardan oluşmaktadır. Bu
unsurların aktif hale getirilmesi ile öğrenme ve çözülme sağlanabilmektedir.
Örneğin yıllardır zayıflamaya çalışan ancak zayıflayamayan bir kişiye,
hipnoterapi yoluyla kilo verebileceği düşüncesi gerçekleştirebileceği nitelikte
verilebilmektedir. Bu noktada, bilinçaltına gönderilecek olan mesajların
öneminin büyük olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Tabi bu öğretme ya da
verme işlemi, ancak kişinin de bunu istemesi ile gerçekleşebilmektedir.
Transtan çıkma; bilinçaltına ilgili ve gerekli mesajların
gönderilmesinin ardından kişiye transtan çıkarma işlemi gerçekleştirilmektedir.
Hipnoterapi sırasında kişinin zihin yapısı hipnoz olayını
etkilemektedir. Bu bakımdan ruhsal çöküntü içerisinde olan ve bazı
yeteneklerden yoksun kişilere hipnoterapi uygulanamamaktadır.
Hipnoterapi Ortalama Kaç Seans Sürmektedir?
Hipnoterapinin etki alanı beyindir, dolayısıyla etkisi
kalıcı olmaktadır. Bu bakımdan uygulanan telkinlere özellikle önem verilmesi
gerekmektedir. Hipnoterapide özellikle ilk seanslar arasındaki sürenin uzun
tutulmaması gerekmektedir.
Hipnoterapiye haftada 2-3 seans uygulanarak başlanması ve
ilerleyen seanslarda bu zaman aralıklarının açılması, tedavinin daha etkili
şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.
Hipnoterapinin kaç seans halinde uygulanacağı temel olarak
aşağıdaki durumlara bağlı olarak belirlenmektedir;
Çözülmesi amaçlanan
sorun
İçinde bulunulan ortamın ve çevrenin özellikleri
Hipnoterapi sırasında terapistin yaklaşımı ve kullandığı
telkinler
Hipnoterapiyi uygulayan terapist ile güvenli ve olumlu
ilişki kurulması
Hipnoterapi uygulanan kişinin kişilik özellikleri
Hipnoterapinin Yan Etkisi Var mıdır?
Hipnoterapi seansı sırasında da sonrasında da herhangi bir
tehlike söz konusu değildir. Hipnoterapi seansı sırasında ve sonrasında kişinin
kan şekeri, kan basıncı, dolaşım ve solunum gibi hayati fonksiyonları biyolojik
olarak olumsuz etkilenmemektedir.