İlk kez 1990 yılında maymunların
taklit hareketleri Rizzolatti ve ekibinin dikkatini çekti. Bu sebeple
maymunlarla ve insanlarla yapılan deneyler sonucunda fronto parietal bölgemizde
ayna nöronlar keşfedildi. Yani ayna nöronlarla taklit etme becerilerimiz,
hareketi anlama ve uygulamaya geçme yetimiz gelişir.
Ayna terapisi ilk olarak 1960’lı
yıllarda Ramachandran tarafından kullanılmıştır. Ampute kişilerin çektiği
fantom ağrısını iyileştirmek için geliştirilmiştir. Ayna terapisi fizik
tedaviye tamamlayıcı bir yönetme olarak kullanılmaktadır. Görsel feedback yani geri bildirim amacı
sağlanması için tedaviye eklenmiştir.
Ayna terapisinin, ayna nöron
sistemi üzerinden etkili olabileceği düşünülmektedir.
Ayna terapisi, vücudun bir
kısmının aynadaki yansımasının diğer yarısını tamamlayacak şekilde kullanılmasıyla
yapılır.
Hasta uzvun sağlıklı bir şekilde hareket ettiğine dair bir illüzyon yaratarak, duysal girdiler ve hareket ettirme isteği santral sinir sisteminde karşılaştırılır ve beyinde oluşan motor cevapların birbiriyle uyumlu olması sağlanır. Böylece aynanın arkasındaki uzuvda da hareket açığa çıkar.
Fantom(hayalet)
ağrısı,
Kompleks
bölgesel ağrı sendromu,
İhmal
(neglect) sendromu,
Tendon
yaralanmaları,
Periferik
sinir yaralanmaları sonrası oluşan duyu ve motor kayıplar,
Koordinasyon
bozuklukları,
Serebral
palsy,
Spinal
kord hasarı sonrası nöropatik ağrı,
Bel
ağrısı
Kronik
ağrı
Ampute hastalar,
Periferik sinir yaralanmaları
Nörolojik bozukluklar gibi birçok hastalıkta kullanılabilmektedir.