Acupressure’ın kökeni geleneksel Çin tıbbına dayanmaktadır.
Binlerce yıl önce vücutta özel noktalar olduğu keşfedilmiş ve buna dayanarak
Meridyen Teorisi üretilmiştir. Meridyen teorisine göre vücuttaki her organ
belirli noktalar şeklinde bir hat oluşturur ve bu hatlardan enerji akışı
sağlanır.
Aku Terapi;
akupunktur noktalarına yapılan uygulamaların genel adıdır. Bu uygulamalar
akupunktur iğneleri ile yapılıyorsa Akupunktur, akupunktur noktalara basınç
uygulaması şeklinde yapılıyorsa Acupressure olarak isimlendirilir.
Akupunktur noktalarını uyarmak sadece invaziv (iğne ile
girişim) yöntemlerle sağlanmaz. Bu noktaları uyarmak iğnelemenin dışında
basınç, masaj ya da akupunktur noktalarını uyarmaya özgü kalemlerle
sağlanabilir.
Acupressure ile kas-iskelet sistemi ya da sinir sistemi
problemine bağlı bir problem tedavi edilebildiği gibi visseral (iç organlar ile
ilgili) bir problem de tedavi edilebilir. Omurganın iki yanından çıkan ve iç
organlarımıza giden sinirlerin uyarılması ile hedef organa bağlı problemi
çözüme kavuşturmayı amaçlar. Bunlara ek olarak metabolizmanın düzenlenmesini de
sağlayan aku terapi, kilo kontrolü ve bağımlılıkların azaltılmasında bir terapi
metodu olarak uygulanır.
Aku terapi ile çok yönlü bir tedavi protokolü çizmek
mümkündür. Kas-iskelet sistemi ya da sinir sistemi problemine bağlı bir problem
tedavi edilebildiği gibi visseral (iç organlar ile ilgili) bir problem de
tedavi edilebilir. Omurganın iki yanından çıkan ve iç organlarımıza giden
sinirlerin uyarılması ile hedef organa bağlı problemi çözüme kavuşturmayı
amaçlar. Omurgada meydana gelen bir fıtıktan kaynaklı o omurganın içinden geçen
sinir bir baskıya uğrayabilir ve uyarımını sağladığı motor ve duyu dalları yani
kas kasılmasını ve derideki hissiyatı oluşturduğu dallar hassaslaşabilir. Aku
terapi ile buna benzer bir problem de sinir segmentine bağlı yapılan uyarımlar
ile tedavi edilebilir. Bunlara ek olarak metabolizmanın düzenlenmesini de
sağlayan aku terapi, kilo kontrolü ve bağımlılıkların azaltılması konularında
da bir tedavi metodu olarak uygulanabilir.
Aku terapi; integratif fizyoterapi uygulamaları içerisinde yer alan bir tedavi metodu olduğu için genellikle diğer tedavilere entegre bir şekilde uygulanır ancak bazı durumlarda tek başına da uygulanabilir. Seans sıklığı genellikle 3-4 günde bir olarak düzenlenir. Toplam seans sayısı ise uygulama nedenine göre değişiklik gösterir. Vücuda herhangi bir madde vermeden yapılan doğal bir tedavi metodu olduğu için örneğin kilo kontrolü gibi bir amaçla uygulanacaksa aylarca uygulanmasında bile hiçbir sakınca yoktur.
Aku Terapi Kullanım Alanları;
alerjik rinit, safra koliği, depresyon, dizanteri, primer dismenore,
akut epigastralji, yüz ağrısı, baş ağrısı, esansiyel hipertansiyon, primer
hipotansiyon, doğumun indüksiyonu, diz ağrısı, lökopeni, bel ağrısı, sabah
bulantısı, mide bulantısı ve kusma, boyun ağrısı, dental ağrı, periartrit(omuz)
ağrı, renal kolik, romatoid artrit, siyatik, gerilme (burkulma),inme, tenisçi
dirseği, prostatit, inkontinans, infertilite, kronik sistit, akut sinüzit, akut
rinit, soğuk algınlığı, akut tonsillit, özofagus ve kardia spazmı, hıçkırık, gastroptozis,
akut ve kronik gastrit, gastrik hiperasidite, kronik duodenal ülserler (ağrı
tedavisi),akut ve kronik kolit, basil kaynaklı, dizanteri, konstipasyon, diyare,
paralitik ileus, akut bronşit, bronşial astım, akut konjunktivit, santral
retinit, miyopati (çocuklarda),katarakt (komplikasyonsuz),baş ağrısı, migren, trigeminal
nevralji, fasial paralizi, inme sonrası parezi, periferal nöropati, polio sekeli,
meniere hastalığı, nörojenik mesane bozukluğu, enürezis nokturna, interkostal
nöralji, servikobrakial sendrom, donuk omuz, tenisçi dirseği, siyatik, bel
ağrısı, osteoartrit.