Şizofreni, insanların gerçekliği anormal şekilde algıladıkları ciddi bir zihinsel bozukluktur.
Şizofreni bir tür psikoz olarak tanımlanır. Şizofrenide kişinin düşünce yapısını, davranışlarını, duygularını ifade etme şeklini, gerçeklik algısını ve diğer insanlarla kurduğu ilişkilerini etkileyerek bu eylemlerde bozulmaya yol açan ciddi ve kronik bir akıl hastalığıdır.
Kişi hayal dünyasında yaşadığı olayları gerçek zanneder ve gerçeklerle hayal dünyasını karıştırır. Bu gibi sorunlar kişinin çevreyle olan ilişkisini bozar, en zor anında yalnızlaşmaya iter. Kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen değişik belirtilerle kendini göstermektedir.
Şizofreni hastalığı uzun dönem tedavi gerektirir. Erken tedavi, ciddi komplikasyonlar gelişmeden önce semptomların kontrol altına alınmasını sağlar ve uzun vadede iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Şizofreni Türleri
Paranoid şizofreni
Sanrıların ve halüsinasyonların ön planda olduğu bilişsel bozulma ile içe çekilme gibi negatif belirtilerin daha arka planda kaldığı ve işlevselliğin görece korunabildiği tiptir.
Katatonik Şizofreni
Bireyin bazı durumlar sırasında uzun süre kıpırdamadan kalması olarak tanımlanabilir. Belirgin bir psikomotor bozukluktur. Şizofreni türlerinden olan bu türün en çarpıcı semptomları fizikseldir. Katatonik şizofreni hastaları genelde hareketsizdir ve çevrelerindeki dünyaya karşı reaksiyon vermezler. Genellikle çok katı ve sert olurlar ve hareket etmeye isteksizdirler. Ara sıra yüzlerini buruşturmak veya biçimsiz duruşlar yapmak gibi garip hareketler yaparlar.
Dezorganize (Hebefrenik) Şizofren
Bu tür şizofreni rahatsızlığı bulunan kişilerin konuşmalarında tutarsızlık oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Bu kişiler günlük bazı işlerini yapmakta zorluk yaşayabilirler ve dışarıdan bakıldığında biraz duygusuz, çocuksu görülebilirler.
Ayrışmamış Şizofreni
Psikozun var olduğu ancak belirtilerin hiçbir gruba dahil edilemediği ya da belirtilerin diğer gruplardaki tanı kriterlerini karşılamadığı türdür.
Rezidüel (Kalıntı) Şizofreni
Şizofreni belirtilerinin şiddeti azalmış ancak delüzyonlar, sanrılar ve bazı belirtiler devam etmektedir. Ancak rahatsızlık ilk zamanlarda olduğu kadar şiddetli değildir.
Şizofrenin gelişmesinde çeşitli faktörler rol oynamaktadır. Genetik, biyolojik ve çevre etkenleri sayılabilmektedir. Şizofreni nedenleri şu şekilde sayılabilir:
Genetik
Şizofreni yalnızca genetik sebeplerden ötürü oluşmaz, genetik ve çevresel faktörlerin birbirleriyle etkileşimleri de devreye girer.
Ailesinde şizofreni geçmişi bulunan bir bireyin bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Birinci dereceden yakınlarında bu hastalık görülen bireylerin yüzde 10'u bu hastalığa yakalanabilir.
Eğer bireyin tek yumurta ikizi olan kardeşine şizofreni teşhisi konulmuşsa risk çok daha fazladır. Bu durumda bireyin yüzde 50 oranında hastalığa yakalanma ihtimali bulunmaktadır.
Çevresel Etkenler
Doğumdan önce virüslere ya da yetersiz beslenmeye maruz kalmak hastalığa yakalanma riskini artırabilir.
Beyin Kimyasındaki Bozukluklar
Dopamin ve glutamat gibi nörotransmiterlerin işlevlerindeki bozukluklar da şizofreni ile ilişkilendirilebilir. Nörotransmiterler beyin hücrelerinin birbirleriyle iletilebilmesini sağlar. Nöron bağları da bu şekilde oluşturulur.
Madde Kullanımı
Algıyı etkileyen ve kişinin halüsinasyonlar görmesine yol açan uyuşturucu türlerinin genç yaşlarda kullanımının hastalığa yakalanma riskini artırdığı gözlemlenmiştir.