2,5 yaşından itibaren 12 yaşındaki çocuklara uygulanabilen
oyun terapisi; çocuklarda var olan travmaları, depresyonu, kaygı ve
takıntıları, eğer yaşadıysa cinsel istismarı, tuvaletini kaçırma problemini,
uyku ve beslenme problemlerini, duygusal olarak bozuklukları ve düşünce
sıkıntılarını ortaya çıkartabilen en başarılı psikoterapik yöntemdir. Bu sayede
çocukların iç dünyasıyla bir terapi süreci geçirilir ve yaşadıkları
sıkıntıların atlatabilmeleri için profesyonel destek süreci başlar.
Oyun terapisi oyuncakları kullanılarak yapılan terapilerle birlikte çözüm sürecine alınan çocuklarda kendilerini davranışsal olarak ve düşüncesel olarak kontrol edebilme yeteneği gelişir. Bu yeteneğin beraberinde yaşadıkları problemlerle alakalı çözüm üretme kabiliyeti de geliştiren çocuklar, her terapi seansında kendilerini diledikleri gibi ifade edebildiklerini fark ettiklerinde ortamı daha fazla kabullenip daha fazla güven hissetmektedirler. Bunun sonucunda da ailesel ortamda üzerinde hissettiği baskıdan kurtularak daha rahat olmaktadırlar. Terapistlerin ihtiyacı olan nokta tam olarak bu güven ve rahatlık ortamı olduğundan, sorunların üzerine oynanan oyunlarla fark ettirmeden gidip tedavi sürecini oldukça eğlenceli şekilde geçirmektedirler.
Oyun terapisine ihtiyaç duyulan pek çok durum vardır. Başlıklar halinde özetlersek; uyku ve yeme bozuklukları, kardeşe olan kıskançlıklar, kaygı ve takıntı problemleri, erken yaşta girilen depresyon, korku durumları, agresif davranış sürekliliği, taciz psikozu, ölüm ya da boşanma durumlarında yaşanan süreçler, hiperaktiflik, ağır hastalık süreci, şiddete maruz kalmanın yarattığı travma, özgüvensizlik ve sosyal beceri bozukluğu gibi konularda terapi alınarak profesyonel bir şekilde bu sorunların çözülmesi amaçlanır.
Oyun Terapisi Türleri Nelerdir?
Günümüzde oyun oynama yöntemini kullanan oyun terapisi
çeşitleri çok sayıda mevcuttur. Genel olarak oyun terapi örneklerini
sınıflandıracak olursak; terapistin yönlendirdiği (yönlendirilmiş), terapistin
yönlendirmediği (yönlendirilmemiş) olmak üzere iki grup oyun terapisi vardır.
Ancak biraz daha ayrıntılı ele aldığımızda çocuk merkezli, deneyimsel, filial,
gelişimsel, psikanalitik, kum ve kukla oyun terapileri karşımıza çıkar. Burada
sadece en önemli üç tanesinden bahsedeceğiz.
Eski yöntemlerden biri olan yönlendirmesiz oyun terapisi,
birçok kuramın iyileştirici yönlerine sahiptir. Terapistin değil, çocuğun
yönlendirdiği bu yöntemin Çocuk odaklı (Yönlendirilmemiş) / Çocuk Merkezli
olması en önemli yönüdür. Bu yöntem Çocuk Merkezli Oyun Terapisi
(Child-Centered Play Therapy) olarak adlandırılır. Ülkemizde terapistler
tarafından en çok uygulanan oyun terapisi yöntemi bu yöntemdir. Bu terapi
yöntemi, çocukların kendilerine acı veren sorunları ortaya koyarak çözümlere
oyun ile ulaşma temelli bir yaklaşımdır. Bu nedenle, oyunun yönetimini çocuğa
bırakarak oyun sırasında herhangi bir yönlendirme yapmamak deneysel oyun
terapisini diğer oyun terapi türlerinden ayıran en önemli farktır.
Bu terapi yöntemi çocuğun hayatındaki sorununu, kendi hızında ve kendine özgü yollarla çözeceğine inanır. Çocuğun birey oluşuna saygı duyar. Çünkü bu terapide çocuk yönlendirilmez, kendinin bile farkında olmadığı ihtiyaçlarını keşfeder, ifade edemediği birçok zorluğun üstesinden gelir. Bu nedenle Avrupa’da psikiyatrik ilaç verilmeden önce çocuklar oyun terapisine yönlendirilir. Terapiden sonra tekrar klinik değerlendirme yapılır. Ülkemizde son yıllarda aileler tarafından çocuk merkezli terapinin önemi anlaşılmaya başlamıştır.
Bu terapi yöntemi, çocukların çevrelerini bilişsel olarak
değil deneyimsel bir şekilde anlamlandırdıkları terapi şeklidir. Çocuk merkezli
yöntemde olduğu gibi çocuğun iyileşmek için çabaladığı varsayımı üzerinde durulur.
Terapinin temel bileşeni terapist ile çocuğun kurduğu ilişkidir. Eğer çocuk
terapisti oynadığı oyuna dahil etmek isterse terapist o zaman oyuna dahil olur.
Sadece çocuğun ona verdiği rolü oynar. O rolün dışına çıkmaz. Çocuk terapiste
zayıf, kendisine güçlü bir rol verebilir. Böylece çocuk terapide büyüklerde
olan gücü deneyimler. Oyunda büyüklerden gördüğü ya da kendisine davranıldığı
şekilde davranmaya başlar. Bunu, verdiği rolde terapiste hissettirir. Aslında
terapiste hissettirdiği duygular kendi hissettikleridir. Bu duygular hor
görülme, aşağılanma, cezalandırılma, değersiz hissetme vb. duygular olabilir.
Çocuklar yaşadıkları duyguları oyunlarla maskeleyerek ortaya
koyar. İçsel yaşantılarını dışa yansıtırken metaforik simgeler kullanır.
Örneğin oyunda “ıssız bir yerdeyiz ve etrafımızda canavarlar var” diyen bir
çocuk korku duygusundan daha fazlasını anlatır. Bir metafor çocuklarda binlerce
şeyi ifade edebilir. Terapist çocuğun anlattıklarını anlamlandırmak için bu
metaforlara odaklanır. Bunlar terapist için çok önemlidir. Çocuk merkezli
terapide ilişkiye odaklanılırken bu yöntemde ilişkiden ziyade elde edilen
bilgiler anlamlandırılır.
Çocuk Merkezli Oyun terapisinin bir parçası olan Filial
Terapi, ebeveynlerin oyun yoluyla çocuklarıyla ilişkilerini güçlendirmelerini
sağlayan bir eğitim programıdır. Filial Terapi, oyun terapisi ve aile
terapisinin bütünleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Çocuk ile aile arasındaki
sorunları çözmeyi ve aile ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan psiko-eğitimsel
bir yöntemdir.
Çocukların aileleri ile duygularını paylaşmaya ve birlikte
vakit geçirmeye ihtiyaçları vardır. Ne yazık ki günümüz şartlarında ebeveynler
sosyo-ekonomik nedenlerle bir yoğunluk ve koşuşturma içerisindeler. Dolayısıyla
aileler çocuklarıyla yeterli ve kaliteli vakit geçirememektedir. Durum bu
şekilde olunca çocuklarda doldurulması gereken duygusal bir boşluk meydana
gelir. Ailelere, kendi çocuklarıyla yaptıkları oyun seanslarında, çocuk merkezli
terapi becerilerini nasıl uygulayacakları öğretilir. Ebeveynler ve çocuk
ilişkisinde güveni artırmak hedeflendiği için hem önleyici hem de varsa sorunun
çözümüne yardım eden bir terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemiyle aileler
çocuklarına senin yanındayım ve seni anlıyorum mesajı verir. Ailelere ise,
çocuklarına ‘sınır koyma’ becerilerini kazandırır. Çocuğun da seçim
yapabilmesini sağlar. Bu seçiminin sorumluluğunu alma becerisini kazanmasına
yardımcı olur. Ailelerin terapi süresince piyasadaki oyun terapisi kitap
kaynaklarından birini alıp okumaları da tavsiye edilir.
Saldırganlık, kardeş kıskançlığı, içe kapanıklık, kaygı,
depresyon, travma, davranış bozuklukları, tek ebeveynlik, öfke patlamaları,
tırnak yeme, dışkı kaçırma, alt ıslatma, evlat edinme, bağlanma sorunları,
özgüven problemleri vb. sorunların çözümünde bu oyun terapisi aileye yardımcı
olur.