Hümanistik veya insancıl terapi,
hümanistik psikoloji yaklaşımından hareketle oluşan, duygusal yönden rahatsız
insanlar yerine psikolojik olarak sağlıklı insanlar üzerine odaklanan bir
terapi biçimidir.
Hümanistik terapiler Gestalt psikologlarından Kurt Lewin’in
çalışmalarından türetilmiştir. Normal veya ortalama ruh sağlığına sahip
insanlarla uygulanan bir terapidir. Bireylerin bilinç seviyeleri yükseltmek,
kendi kendileriyle daha iyi ilişkiler kurabilmelerine yardım etmek ve kendini
geliştirme ve yaratıcılığa ait gizli potansiyellerini ortaya çıkarmak amacıyla
uygulanmaktadır.
Hümanistik terapiye azınlıklara yönelik terapi, eşcinsellere
yönelik danışmanlık, gruplarla yapılan özgürleştirici çalışmalar, kaygılı ve
fobik danışanlara yönelik yapılan bilişsel-davranışçı müdahaleler, spiritüel ve
dini bağlamlarda zorluk yaşayan danışanların psikodinamiklerine yönelik
çalışmalar gibi çeşitli uygulama ortamlarında rastlanılmaktadır. İnsancıl
terapi aynı zamanda öğrencilerin erteleme ve sınav korkusu gibi sorunlarına
uygulanmaktadır. Çağdaş hümanistik terapi kişinin sınırları dahilinde kim
olacağını seçme, o seçimlerin anlamlarını kavrama ve yaptığı seçimleri hayata
geçirme kapasitesini vurgular.
Dört ana hedefi
1) Danışanların hem kendi başlarına hem de başkalarının
yanındayken yaşadıkları anı deneyimleyebilecekleri bir duruma gelmelerine
yardımcı olmak.
2) Danışanların yaşanan anda bütünüyle kalmayı nasıl
başardıklarını veya bunu ne şekillerde engellediklerini deneyimlemelerine
yardımcı olmak.
3) Danışanlara yaşamlarını kendilerinin kurguladığını fark
ettirmek ve bunun sorumluluğunu üstlenmelerinde onlara yardımcı olmak.
4) Danışanların sonluluk, muğlaklık ve kaygı gibi varoluşsal
gerçeklerle yüzleşmelerini sağlayan veya bunları hayata geçirmelerine
yardımcı olarak bu varoluşsal gerçeklerden kaçınmalarını engellemek.
Terapi süreci
Varoluşçu-Hümanistik terapinin amacı danışanları
özgürleştirmektir. Yani, danışanın değişme arzusu ve kapasitesini dikkate
alarak onların seçim yapma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktır.
Hümanistik terapi, hem uzunluk hem de yoğunluk açısından
değişkenlik gösterebilir. Kısa süreli olarak yürütüldüğü durumlar olabildiği
gibi, genellikle uzun süreli (örneğin 3-5 yıl) ve yoğundur (örneğin haftada bir
veya iki). Ayrıca hümanistik terapi genelde varsayıldığından daha geniş bir
danışan popülasyonuna seslenir. En büyük faydayı içe bakışa meyilli, duygusal
toleransı yüksek ve araştırmacı kişiler görürler.
Temel Varoluşçu-Hümanistik Koşullar
Hümanistik terapide kullanılan araçlar klasik anlamda
kullanılan teknikler değillerdir. Bunlar yaşantısal özgürleşmeye ve köklü
dönüşüme kaynaklık edebilecek koşullar olarak düşünülebilir. Bu koşullar
şunlardır:
-Yaşanan anda kalma becerisini geliştirme.
-Terapötik sürecin içine girebilmeyi, orada gerçekten
olabilmeyi mücadele yoluyla geliştirme ve etkinleştirme.
-Danışan ve terapist arasındaki ilişkiyi engelleyen dirençle
yani danışanın kendini koruma yöntemleri ile yüzleşme.
-Mücadele sonucunda ortaya çıkabilecek anlam, niyetlilik ve
yaşama uyanma olgularını kaynaştırma.
Psikologların ve danışmanların terapiye yaklaşımlarını büyük oranda etkileyen insancıl psikoloji, diğer kuramsal bakış açılarına sahip terapistler tarafından da benimsenmiş veya değiştirilerek uygulanmıştır.
Çoğu
terapist Carl Rogers’ın, danışanı terapinin merkezine koyma yaklaşımının yanı sıra
terapistin empati göstermesi, danışana olumlu kabul gösterme, değişme
sorumluluğunu danışana verme gibi yaklaşımları da kullanmaktadır.