Bağlanma Teorisi’ni temel alan
etkinliği araştırmalarla kanıtlanmış bir terapi modelidir.
Bu terapi modeli, varoluşumuzun, karar mekanizmamızın ve
iletişimimizin özünü oluşturan duyguları odak alır. Tepkisel olarak gösterilen
birincil duyguların altında yatan kırılgan duyguları keşfetmeyi, kabul etmeyi
ve dönüştürmeyi hedefler.
Duygu Odaklı Terapi ile bireylerle, çiftlerle ve ailelerle
çalışılabilir. Çiftler ve ailelerle çalışıldığında eşlerin veya aile üyelerinin
ilişkilerindeki olumsuz döngüler ve bu döngülere sebep olan duygular ele
alınır.
Birlikte çıkılan bu keşif ve farkındalık yolculuğu ile eşler ve aile üyeleri kendilerini açık şekilde ifade etmeyi ve bu sayede yeni davranış şekilleri ve iletişim biçimleri oluşturmayı deneyimlerler.
Duygu odaklı terapide iki önemli nokta vardır. Bu noktalar,
Kişinin duygusal farkındalığını artırarak duygularını
kabullenmesi,
Duyguları dönüştürerek negatif duyguların yol açtığı zararlı
davranış ve inançları değiştirmek.
Duygu odaklı terapi seanslarında duygulara erişim
hedeflenir.
Aşağıdaki amaçlara seanslarda adım adım ulaşılır:
Duygusal farkındalığı artırmak
Duyguları olduğu gibi hissetmek, serbest bırakmak ve
düzenlemek
Hissedilen ancak ifade edilemeyen duyguları etiketlemek
Duyguların bizi nasıl yönettiği ve bu yönetime duyguları değiştirerek
el koymak.
Serbest bırakma, hissedilen duygunun bize verdiği zarara
rağmen onu tutmamak demektir.
Eğer bir yerde hissedilen duygu bizi hala rahatsız ediyor
ise, babamıza duyduğumuz öfke hala canlı ve yakıcı ise, onu artık
bırakabilmektir.