İlk olarak John Bowlby tarafından ortaya atılan bağlanma kuramı, neden bilimi olarak da bilinen etiyoloji, nesne ilişkileri kuramı ve psikodinamik yaklaşımların etkisiyle şekillenmiş bir kişilik gelişimi kuramıdır. Temel güven duygusunu oluşturan bağlanma anne ile bebek arasındaki ilişkinin türü, niteliği ve sürekliliğine bağlıdır. Özetle bağlanma, bebeğin kendisine en yakın durumdaki bakım veren kişiyle kurduğu iletişimde kullandığı, genellikle yaşamın ilk dokuz ayında ortaya çıkan ve gelişen davranışlar bütünüdür.
Anne ile bebek arasında oluşan davranış örüntüsünü tanımlayan bağlanma, yaşamın ilk zamanlarında başlayan, çevreyle kurulan etkileşim sonucunda gelişen, duygusal yönü olan, karşılıklı ve olumlu bir ilişkinin varlığını ifade etmektedir. Ayrıca bebeğin bakım veren kişiyi arama ve yakınlık kurma arayışı ile kendini gösteren ve özellikle stres durumlarında belirgin hale gelen, devamlılığı olan bir bağ olarak da tanımlanmaktadır.
Bowlby’nin bağlanma teorisine göre bebeklik çağında, temel bakım veren kişi ile kurulan bağın türü, yetişkinlik evresinde etkili olmaya devam eder. Dolayısıyla bu bağlanma stili kişilerin başkaları, kendileri ve dünya ile kurduğu ilişkileri doğrudan etkiler.
Bağlanma Stilleri;
Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanma, bebek ile bakım veren arasında kuvvetli bir ilişkinin gelişmesine, bebeğin duygularının dikkate alınmasına ve cezalandırılmamasına bağlıdır. Bebek, bakım vereni tarafından anlaşıldığını ve değerli olduğunu hissetmelidir.
Güvenli bağlanma belirtileri arasında;
• Duyguları regüle edebilmek,
• Kolay iletişim kurabilmek,
• Özgüvenli olmak,
• Duygusal olarak erişilebilir olmak,
• Başkalarına kolaylıkla güven duyabilmek,
• Yalnız olmaktan rahatsızlık duymamak yer alır.
Bebeklik döneminde bakım vereni ile güvenli bağlanmış kişiler; yetişkinlik dönemlerinde sağlıklı ilişkiler kurabilir. Ayrıca kendi değerlerinin farkında olurlar ve kendilerini güvende hissederler.
Kaçıngan Bağlanma
Bebeklik döneminde, duygusal ya da fiziksel ihtiyaçları bakım vereni tarafından ihmal edilmiş kişiler kaçıngan bağlanma stiline sahip olabilir.
Kaçıngan bağlanma, kişinin yetişkinlik hayatındaki belirtileri;
• Duygusal ya da fiziksel yakınlıktan kaçınmak,
• Duygularını ifade ederken rahatsız hissetmek,
• İnsanlara güvenmemek,
• Sıklıkla tek başına vakit geçirmek istemek,
• Başkalarına ihtiyacının olmadığını düşünmek şeklinde belirti verebilir.
Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, çevrelerindeki herkesi belli bir mesafede tutan, diğer insanlara kıyasla daha ketum ve soğuk kimseler olarak nitelendirilebilir.
Kaygılı Bağlanma
Bakım vereninin bazen ilgili bazen ilgisiz olması, aniden bunalıp uzaklaşması ve hislerinden bebeği sorumlu tutması kaygılı bağlanmaya neden olur. Kaygılı bağlanma, bir yetişkinin kendisini başkalarının duygularından sorumlu hissetmesi olarak özetlenebilir.
Kaygılı bağlanmanın yetişkinlik hayatında görülen belirtileri:
• Eleştiriye tahammül edememek
• Başkalarının onayına ihtiyaç duymak
• Kıskançlığa meyilli olmak
• Yalnız olmakta zorluk yaşamak
• Terk edilme korkusunu yüksek düzeyde deneyimlemek
• Başkalarına güvenmekte sorun yaşamak
• Sevilmeyen biri olduğunu hissetmek
Kaygılı bağlanmış kişiler ilişkilerinde sevilmediklerini ve her an terk edilebileceklerini hisseder, sürekli sevildiklerini ve terk edilmeyeceklerini duymak isteyebilir. İlişki kurduğu kişilerin bütün sorunlarının, kendi hataları hatta suçları olduğunu düşünebilirler. Ayrıca düşük öz güvenleri sebebiyle aşırı kıskançlık geliştirebilirler.
Dağınık-Korkulu Bağlanma
Bebeklik döneminde bakım verenleri tarafından travmatize, ihmal ya da istismar edilmiş kişiler dağınık-korkulu bağlanma geliştirir. Sürekli etraflarında olmayan bakım verenler bebekler için hem konfor hem de korku kaynağı olur.
Bunun yetişkinlik hayatındaki belirtileri:
• Reddedilme korkusu
• Duyguları regüle edememek
• Başkalarına güvenme güçlüğü yaşamak
• Hem kaçıngan hem kaygılı bağlanma stillerinin belirtilerini deneyimlemek
• Yüksek düzeyde anksiyete yaşamak
Dağınık-korkulu bağlanan kişilerde kendine zarar vermek ya da kişilik bozuklukları gözlemlenebilir. Dağınık-korkulu bağlanma stiline sahip kişiler reddedilmekten korkar ancak duygusal olarak mesafeli kişiler olmaz, yakınlık arar.
Bağlanma Terapisi Sonucunda:
Bağlanma terapisi ebeveyni ve çocuk arasında gerçek yaşam etkileşimlerini sağlamayı ve özellikle ebeveyninin çocuğa yönelik duyarlılığını arttırmayı ve tepki verme biçimini düzenlemeyi içermektedir. Ebeveyni çocuk etkileşimine dayalı bu yaklaşım ebeveyninin çocuğun probleminin daha çok farkında olmasına yardımcı olmayı ve ebeveyninin çocuğa duyarlı bir tepki vermesini engelleyen faktörlere ele almayı içermektedir. Bu amaçla aslında bağlanma terapisi öncelikle ebeveynlerin kendi bağlanma öykülerinin düzenlemelerine yardımcı olmaktadır. Ebeveyniler arasında bağlanmayı ve iletişimi güçlendirecek çocuk ve ebeveynine düzeltici duygusal deneyim sağlanacak ebeveynlere çocuklarına güvenli bağlanma sağlayacak yeni ebeveynlik yollarını öğrenmelerini aslında yardımcı olunur.
Bağlanma Kuramına dayalı bağlanma terapisinin altı temel ilkesi vardır:
1.Ebeveynlerin kendi bağlanma öykülerini düzenlemelerine yardımcı olma.
2.Ebeveynler arasında bağlanmayı ve iletişimi güçlendirme.
3.Çocuğun yeni içsel çalışan modeller geliştirmesine yardımcı olma.
4.Çocuk ve ebeveyne düzeltici duygusal deneyim sağlama.
5.Çocuk ve ebeveynin birbirlerine daha duyarlı yönelmelerine yardımcı olma.
6.Ebeveynlere çocuklarında güvenli bağlanma sağlayacak yeni ebeveynlik yollarını öğrenmelerine yardımcı olma.