Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi Nedir?

Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi Nedir?

Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi Nedir?

Akılcı duygusal davranışçı terapi bireylerin kendisine zararlı olan davranış ve düşüncelerini değiştirerek mutlu bir yaşam sürmelerini amaçlayan etkin psikoterapi yöntemlerinden biridir. Bu terapi yöntemi ilk olarak Albert Ellis aracılığı ile uygulamaya geçirilmiştir.

Akılcı duygusal davranışçı terapi; karar verme, düşünme, analiz etme ve uygulama önerileri ile bilişsel davranışçı terapileri ile benzer özellikler gösterir. Yaşanan psikolojik sıkıntı ve olayların kişinin yorumlama biçiminden kaynaklandığı felsefesi üzerine kurulu olan akılcı duygusal davranışçı terapi eğitimi aynı şekilde çok önemlidir.

Akılcı Duygusal Davranış Terapisi (ADDT) doğrudan problem çözmeye yönelik, kısa süreli ve ekonomik bilişsel davranışçı terapi yaklaşımlarından birisi olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, ADDT sürecine, danışanı problem çözebilmesi, duygusal değişikliği oluşturması ve mantıklı düşünceyi nasıl uygulayacağını öğrenmesi gibi yeniden eğitme işlevi olarak bakılmaktadır.

Akılcı duygusal davranış terapisinin ana kavramları şunlardır.

Tüm insanlarda mantıklı ve mantıksız olma potansiyeli vardır. Yaratıcılık, kendi hatalarından ders çıkarma, gelişim potansiyellerini açığa çıkarma, düşüncelerini analiz etme, diğerlerini sevme ve ilgilenme gibi yapıcı ve yapılandırıcı özelliklerin yanında düşünmeden hareket etme, hazza yönelik davranma, kendine zarar verebilme, aynı hataları tekrarlama, hoşgörüsüzlük, batıl inançlara sahip olma, mükemmeliyetçilik, tembellik, potansiyelini ortaya koymaktan kaçınma gibi inhibe edici özelikler de aynı bireyde mevcuttur.

Mantıksız düşünme ve negatif özelliklerin kazanımı aile ve kültürle yakın ilgilidir. Bu özellikle hayatın ilk yıllarındaki telkine yatkınlık ve sosyal baskılardan etkilenmeyle ilişkilidir.

Genel hareket ve düşünce tarzımız önceki deneyimler, hatıralar ve bunların sonuçları çerçevesinde şekillenir.

Akılcı duygusal davranış terapisi, psikoterapinin disiplin içinde sürdürülmesinden yanadır. Bunun tedavi süresini kısalttığına inanır.

ADDT danışan ile terapist arasındaki yakın iş birliğinin yanı sıra danışanların kendi hatalarını kayıtsız şartsız kabul etmelerini ister.

Akılcı duygusal davranış terapisi sadece görünürdeki sorunu hedef almaz, temelde sorun yaratan eğilimleri azaltmaya çalışır.

Kişilerin halihazırdaki sorunları bazı dogmatik, mantıksız ve sorgulanmamış inançlara sahip olmalarındandır. Örneğin, partneri tarafından reddedilen ve ondan ayrılan kişi, sadece istenmediğine veya uygun bir çift olmadıklarına inanmaz, ayrılığın ardında bunun korkunç olduğu, buna katlanamayacağı, reddedilmemesi gerektiği, arzulanacak biri olmadığı, değersiz biri olduğu gibi birçok hipotez geliştirebilir.

ADDT hayattaki yaşanmışlıkların duygusal sonuçlara katkıda bulunduğunu kabul etmekle birlikte, esas faktörün kişinin gerçek dışı fazla genellenmiş inanışları olduğunu savunur.

Akılcı duygusal davranış terapisinde bireylerin düşünce ve hislerini değiştirerek onları farklı davranma yönünde güçlendirme hedeflenir.

Akılcı duygusal davranışçı terapi aşağıdaki sosyal ve psikolojik problemlerin tedavisinde kullanılmaktadır;

  • Genel stres yönetimi

  • Depresyon

  • Anksiyete bozuklukları

  • Gelişim çağı sorunları

  • Yeme bozuklukları

  • Obsesif-kompulsif bozukluklar

  • Post travmatik stres bozukluğu

  • Madde bağımlılığı

  • Öfke kontrolsüzlüğü

  • Çocukluk ya da ergenlik davranış bozuklukları

  • Sosyal beceri eğitimi ve kişisel gelişim

  • Dürtü kontrol bozuklukları

  • Kişilik bozuklukları

  • Kronik sağlık problemleri

  • Fiziksel ya da zihinsel problemlere uyum sağlama

  • İlişki ya da aile problemleri.

Akılcı duygusal davranışçı terapi insanı biricik olarak görmektedir. İnsanları asıl rahatsız eden şeyin olayları ya da durumları algılayış biçimi olduğunu savunmaktadır. İnsanın kendi düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını değiştirebilme yeteneği olduğunu savunmaktadır. İnsanın psikolojik ve duygusal sorunlarının kaynağını akıldışı düşüncelerin bir sonucu olarak görmektedir. Akıl dışı düşünme ise insanın erken yıllarda mantık dışı öğrenmelerinden kaynaklanan bir durumdur.

İlgili Profiller